Lüks pazarının iki devi yine karşı karşıya!

1837’de kurulan Amerikan markası Tiffany & Co. ile 1847’de kurulan Fransız markası Cartier, lüks pazarında 170 yılı aşkın süredir rekabet içerisindeler.

Geçtiğimiz yıl Lüks Pazar devi LVMH grubu tarafından alınan Tiffany & Co., bu kez de Cartier tarafından ticari sırlarını çalması iddiasıyla gündeme geldi.

New York mahkemelerinde görülen davada davacı Cartier’in iddiasına göre, Tiffany ticari sırlarını çalmak amacıyla alt düzey yöneticilerinden Megan Marino’yu işe alarak haksız rekabet avantajı elde etmeye çalıştı. Değeri 50.000 $ ile 10 milyon $ arasında değişen “High Jewelry” koleksiyonunun yanı sıra fiyatlandırma ölçütleri ve süreç yönetimi başta olmak üzere birçok verinin aktarıldığını iddia eden Cartier, rakibinin elde ettiği bilgileri kullanmasını önleyecek bir tedbir kararıyla birlikte tazminat talebinde de bulundu.

Tiffany ise Marino’nun envanter tablosu ve genel gelir verilerini aldığını sonradan öğrendiğini, öğrenmesiyle birlikteyse beş haftadır istihdam ettiği Marino’nun iş akdine son verdiğini kabul ediyor. Marino’nun kullandığı tabloların tamamen kendi bilgisi dahilinde kendi sistemlerine dahil edildiğini öğrenir öğrenmez verileri yasaya uygun ve gerekli olduğu ölçüde imha ettiğini iddia ediyor. Kendisi tarafından herhangi bir ihlal olmadığını ifade eden Tiffany, aynı zamanda Cartier’in savunmasını da temelsiz buluyor.

New York yasalarına göre, ticari sır işletmenin sürekli kullanımı için tasarlanmış olan kurumsal bilgileri ifade etmektedir. Tiffany savunmasında envanter tablosu ve genel gelir tablosu gibi verilerin tek seferlik ve geçici olması nedeniyle yasayı ihlal etmediğini, ticari sır olarak nitelendirilemeyeceğini ve korumaya konu olamayacağını iddia ediyor. Ayrıca Tiffany, söz konusu verilerin ticari sır olarak nitelendirilmesi ihtimalinde bile kendini mücevher devi olarak tanımlayan Cartier’in ticari sır niteliğinde belgelerine, düşük seviyeli bir müdür yardımcısının erişmesinin mümkün olamayacağı ya da Cartier’in veri güvenliği zafiyeti olduğunu ifade ediyor.

Tiffany son olarak, Cartier’ın iddialarını somut hiçbir delile bağlamadan, tamamen varsayımlara dayalı olarak ileri sürdüğünü, Marino’nun veri hırsızlığı konusunda kendisinin hiçbir talebi veya yardımı olmadığı ve tabii bunu kanıtlayan bir delil de sunulmaması nedeniyle haksız rekabet ve ticari sırların ihlali iddialı davanın reddini talep ediyor.

Davalı Megan Marino ise ifadesinde, “Tiffany beni bir yöneticiden ziyade bir bilgi kaynağı olarak işe almakla ilgileniyor gibiydi. Bana önerdikleri pozisyon bulunduğum pozisyondan daha iyiydi ve imkanları daha çoktu. Ayrılmadan birkaç gün önce ‘High Jewelry’ koleksiyonu dahil olmak üzere Cartier işleyişine yönelik sunumlar, fiyat bilgilerini kişisel e-posta adresime atarak verileri aldım” ibarelerine yer vererek verileri çaldığını kabul ediyor ve Tiffany tarafından kendisine motivasyon sunulduğunu iddia ediyor.

İki dev arasında süren yine benzer bir davada Hawaii’deki Cartier Mağaza Müdür Yardımcısı olarak görevinden istifa etmeden önce Cartier belgelerini kötü niyetle kullandığı iddia edilen Jaron Green hakkında, Green’in bahsi geçen suistimalinin kapsamını açıklamak yerine Tiffany’nin Green’i istihdam etmeye ve savunmaya devam etmesi nedeniyle Tiffany’nin suçlu olduğunu gösteren bir dava görülmeye devam ediyor.

Tiffany, hiçbir ihlale karışmadığını, Cartier tarafından suçlamaların yersiz ve hiçbir somut delille desteklenmeden sunulduğunu tekrarlayarak dava için savunmasını güçlendirdiğini ve davanın reddedilmesi için uğraşacağını ifade ediyor.

Share.
Exit mobile version