26.08.2022 tarihli ve 31935 sayılı Resmî Gazete’deki gelişmeler…
- 5991 Karar Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yürürlüğe konulmasına karar verilmiştir. İlgili Yönetmelik kapsamında; Yönetmeliğin “Tanımlar” başlığı altındaki “kimlik kartları ve silah taşıma izni” ile “müstafi personel” tanımlarında değişiklik yapılmış, “Silah taşımalarına izin verilen kamu görevlileri” kenar başlıklı 8. maddesinin 1. fıkra e bendine değişiklik yapılarak madde hükmünde sayılan kamu görevlileri yeniden düzenlenmiş, 11. maddesinin başlığı “Emekli ve Müstafi Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Personeli” olarak değiştirilerek Ruhsatlı silahların devri kenar başlıklı 21. maddenin 1. fıkrasına ise “Genel Komutanlığa” ibaresinden sonra “Sahil Güvenlik Komutanlığına” ibaresi eklenmiştir. Bu Yönetmelik 26.08.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından çıkarılan Türk Patent ve Marka Kurumu Disiplin Amirleri Yönetmeliği uyarınca; Türk Patent ve Marka Kurumunda görev yapan Devlet memurlarının disiplin amirlerini belirlenmiştir. İlgili Yönetmeliğin yayımı ile 14.06.2017 tarihli ve 30096 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Patent ve Marka Kurumu Disiplin Amirleri Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Yönetmelik 26.08.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Anayasa Mahkemesinin 29.06.2022 Tarihli ve 2019/1112 Başvuru Numaralı Kararı; başvurucunun bir internet sitesinde yayımladığı görüşleri nedeniyle hakkında idari para cezası uygulanmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Başvurucu olayların gerçekleştiği tarihte TMMOB Yönetim Kurulu başkanıdır. TMOBB’nin internet sitesinde yayımlanan ve “AKP’nin ‘Yeni Anayasa’ ve ‘Başkanlık Sistemi’ne Hayır” ve Anayasa değişikliğine ilişkin görüşleri içeren bir kısım yayın üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünün ihbarı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu, başvurucu hakkında Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca 22,01 TL idari para cezası uygulamıştır. Bu cezaya karşı Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulunan başvurucunun iddiası, uygulanan idari para cezasını usul ve yasaya uygun bularak itirazı reddedilmiştir. Bunun üzerine başvurucu bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede; Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak verilmiş bir emre aykırılığın cezalandırılabilmesi ancak ilgili kanunda açık hükmün bulunması durumunda söz konusu olacağı, idari para cezasına esas 109 sayılı YSK kararını gereğince basın araçlarıyla ve internette propagandanın siyasi partiler tarafından yapılabileceği belirtilip kişi ve kurumların propaganda yapacağının belirtilmediği, bu hususta itirazı inceleyen hakimliğin gerekli açıklama ve incelemeyi yapmadığı ve müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı sonuçlarına varmıştır. Yukarıda sayılan gerekçeler ışığında Anayasa Mahkemesi tarafından;
İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kapatılan Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğine GÖNDERİLMESİNE OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
- Anayasa Mahkemesinin 29.06.2022 Tarihli ve 2019/3039 Başvuru Numaralı Kararı; terör olaylarının bastırılması kapsamında alınan tedbirlerin uygulanması esnasında konutta meydana gelen zararın karşılanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Şırnak il merkezinde konutu bulunan başvurucu, 2016 yılı içinde gerçekleştirilen terör operasyonları sırasında evinin hasar gördüğünü ileri sürerek zararının tazmini amacıyla Zarar Tespit Komisyonuna müracaat etmiştir. Yetkililerce düzenlenen zarar tespit raporu ile başvurucunun evinin durumu az hasarlı olarak saptanarak taraflar 20.500 TL’lik hasar tutarı ücreti hususunda anlaşmışlardır. Ancak başvurucunun tazminat talebi, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûm olması sebebiyle Komisyon tarafından reddedilmiştir. İdare Mahkemesinde ilgili kararın iptali ve tazminat istemi ile dava açan başvurucunun davası kesin olarak reddedilmiştir. Bunun üzerine başvurucu bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede; başvurucunun örgüt üyeliği suçundan 1991 yılında mahkûm olduğunu, kararın infazı sonrasında başvurucunun 1998 yılında tahliye edildiğini, 2016 yılında gerçekleşen hendek olaylarının ortaya çıkmasında başvurucunun sorumlu tutulmasının makul olmadığı, zararın ortaya çıkmasında başvurucunun bir kusuru olduğunun tespit edilmediğini, mülkiyet hakkına ilişkin ihlalin giderilmesi açısından mahkemenin yanlış kanaatte olduğu sonuçlarına varmıştır. Yukarıda sayılan gerekçeler ışığında Anayasa Mahkemesi tarafından;
Mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kapatılan Mardin 2. İdare Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
- Anayasa Mahkemesinin 29.06.2022 Tarihli ve 2019/17968 Başvuru Numaralı Kararı; OHAL tedbirleri kapsamında KHK ile kapatılan şirketin vergi yükümlülüklerinin ihlalinden doğan vergi ve cezanın kanuni temsilci adına tarh edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvurucunun 27.06.2012 tarihinden sonraki dönemde yönetim kurulu başkanlığı yaptığı Şirkete ait eğitim kuruları, öğrenci yurtları ve dershaneler 667 sayılı KHK’nın 2. maddesiyle kapatılmıştır. Kapatılan eğitim kuruları, öğrenci yurtları ve dershanelere ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak fıkrasıyla, Şirketin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kaydı resen terkin edilmiş ve bunların devralınan varlıkları dışındaki mal varlıkları Hazineye bedelsiz olarak devredilip terkin edilmiştir. Şirketin özel hesap dönemlerine ilişkin işlemleri incelenerek inceleme sonucunda şirket adına vergi ziyaı cezalı tapu harcı ile özel usulsüzlük cezası salınması önerilmiş ve Şirket tüzel kişiliği terkin ile ortadan kalktığı üzere başvurucu adına vergi ve ceza tarhiyatı yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede; vergilendirme suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşıyan bir kanuna dayanmadığı, kanuni temsilci adına tarhiyat yapılıp yapılmayacağı meselesiyle ilgili olarak bir kesinlik ve belirliliğin bulunmadığı sonuçlarına varmıştır. Yukarıda sayılan gerekçeler ışığında Anayasa Mahkemesi tarafından;
Mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Tekirdağ Vergi Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.