14.10.2022 tarihli ve 31983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan gelişmeler…

  • Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından çıkarılan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Ön Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile; ilgili Yönetmeliğin eğitim-öğretim dönemi ve akademik takvim, tek ders sınavları, sınav sonuçlarının ilanı ve itiraz, mazeretler ve mazeretli sayılma, mazeret sınavları, tebligat kenar başlıklı maddelerinde değişiklik ve düzenlemeler yapılmıştır. Bu Yönetmelik yayımı tarihi olan 14.10.2022’de yürürlüğe girer.
  • Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 12/10/2022 Tarihli ve 10379 Sayılı Kararı uyarınca; Bankaların İzne Tabi İşlemleri ile Dolaylı Pay Sahipliğine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesi kapsamında söz konusu bilgi ve belgelere yönelik aynı maddenin 2. fıkrasında verilen yetki çerçevesinde, Bankacılık Kanunu kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, kurucu ortaklar Ali ERCAN, Bien Finans Faktoring A.Ş., Gezinomi Seyahat Turizm Ticaret A.Ş., Albatross Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve Q Yatırım Bankası A.Ş. unvanlı bir yatırım bankası kurulmasına izin verilmiştir.
  • Anayasa Mahkemesinin 21.09.2022 Tarihli ve 2019/2549 Başvuru Numaralı Kararı; başvurucunun yangında yaralanıp akabinde vefat eden çocuklarının tıbbi müdahalesinde gereken korumanın sağlanmaması, yangına müdahalede gerekli önlemlerin alınmaması ve olayla ilgili tazminat davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle yaşam ve adil yargılama haklarının iddialarına ilişkindir. Başvurucular yangın sebebiyle dumandan etkilenen çocuklarının tedavi sürecinde yaşadıkları aksaklıklar nedeniyle vefat ettiğini, sağlık hizmetinin Samsun’dan başlayıp Ankara’ya uzanan süreçte hatalı/eksik yürütüldüğünü, çocuklarının gereken tedaviye ulaşamadığını, yeterli teçhizatı olmayan ambulansla hastaneler arasında dolaştırıldığını belirterek Sağlık Bakanlığını da hasım göstermek suretiyle tam yargı davası açmıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan incelemede; yargılama sürecinin 11 yılda sonuçlanması sebebi ile yargılamanın makul sürede yürütülmediği, iki çocuğun ölümü ile sonuçlanan sürece ilişkin olarak devletin yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülükleri bağlamında hukuki sorumluluğun ortaya çıkarılması adına derinlik, özen ve süratle bir inceleme yapılmadığı ve devlete ait pozitif yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirilmediği ve yaşam hakkının bu yönüyle ihlal edildiği kanaatine varılmıştır. Tüm bu gerekçeler ışığında Anayasa Mahkemesi tarafından aşağıdaki hüküm verilmiştir:

Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın itfaiye hizmetinin sunumuna ilişkin şikâyet yönünden açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın sağlık hizmetinin sunumuna ilişkin şikâyet yönünden KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutu yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE oy birliğiyle karar verilmiştir.

Share.
Exit mobile version