Thom Browne ile Adidas arasında süren marka mücadelesinde Adidas bu kez kazanan taraf olamadı. New York Güney Bölge Mahkemesi’nde görülen davada jüri, Adidas’ın iddialarının aksine Thom Browne’un sıralı dört çizgi motifi ile piyasaya sürülen ürünlerin ticari marka ihlaline neden olmadığında karar kıldı. Perşembe günü sona eren davada Thom Browne avukatları, sıralı üç çizginin yan yana gelmesiyle oluşan Adidas logosunun ticari haklarının devam ettiğini fakat her sıralı çizgi motifinin Adidas’a ait olmadığını ifade ederken, kendi yüksek kaliteli giyim ürünlerinin herhangi bir şekilde Adidas’ın markasını veya ürün kalitesini taklit etmeye çalışmadığını ve özgün pazarlama stratejileri ile ayırt edilebilir olduğunu iddia etti.
2018 yılında başlayan davada, ilk adım Adidas tarafından atılmıştı. Thom Browne’un sıralı dört çizgiden oluşan logosuna ilişkin tescil başvurusuna Adidas itiraz etmiş, Aralık 2020’de ABD Patent ve Ticari Marka Ofis’ine New York merkezli moda markası olan Thom Browne’un kırmızı, beyaz ve mavi çizgili başvurularına ilişkin başvurularının da durdurulması talep etmişti. Adidas yaptığı her itirazda marka logolarının kolaylıkla karıştırılabileceğini iddia ediyordu.
Alman spor giyim devi Adidas, 1950’li yıllardan beri kullandığı logosuna benzerlik taşıdığını iddia ettiği markalara açtığı davalar ile neredeyse ün kazanmış durumda. Geçtiğimiz hafta karara bağlanan ve Haziran 2021’de başlayan davada da Adidas, Thom Browne’un kendisiyle doğrudan rekabete girdiğini, ürünlerinin kolaylıkla karıştırılmasına mahal verdiğini ve giyim pazarının benzer alanlarında yer almaları nedeniyle -sneaker, sportswear başta olmak üzere her türlü spor giyim ve aksesuarları- bunun ticari marka ihlali olduğunu ifade etmişti.
Adidas açtığı davada Thom Browne’u yalnızca marka logosunu taklit etmekle değil aynı zamanda domine ettiği spor giyim pazarına saldırganca müdahale etmekle suçladı. Thom Browne’un FC Barcelona gibi takımlarla resmi anlaşmalar yoluna gitmesi, lüks pazarını ve spor giyimini aynı anda domine etmeye çalışması başlıca örnekler olarak gösterildi. Thom Browne’un geçtiğimiz yıllarda gittikçe genişleyen pazar yelpazesi her ne kadar ciddi karlarla taçlanmış olsa da Adidas’ın açtığı gibi ticari ihlal davalarını da peşinde getirmiş oldu. Adidas zararının tazmini için Thom Browne’dan yaklaşık 8 milyon dolar talep etti.
Thom Browne’ın avukatları, tüketicinin bu iki markayı karıştırma olasılıklarının markaların pazardaki konumları ve farklı fiyat noktaları nedeniyle oldukça düşük olduğunu iddia etti. Ayrıca Adidas’ın yaptığı ilk itirazların sıralı dört çizgiyi kullanmasının ticari marka ihlali olduğunu iddia etmek yerine yalnızca sıralı üç çizgiyle sınırlı kalması ve yasal işlemlerin çok geç başlaması nedeniyle herhangi bir ihlal olmadığı yönünde direnmelerini sürdürdü. Davaya sunulan dosya ve delillerde de görüldüğü üzere Adidas’ın üç sıralı çizginin kullanımına ilişkin sunduğu 2007 tarihli itirazın ardından Thom Browne herhangi bir ihlale mahal vermemek adına logosunu dört çizgi ile değiştirmişti. Ayrıca her iki şirket de uzun zamandır pazarda birlikte var olmalarına rağmen Adidas markası herhangi bir zarar görmemişken, bu denli bir tazminat miktarının yersiz olduğu savunuldu.
Juri’nin kararının ardından Thom Browne’un sözcüleri “Jüri’nin Thom Browne Inc.’in hiçbir suretle Adidas’a zarar vermediğini kabul ederek, davanın reddine karar verdiğini memnuniyetle bildiriyoruz. Thom Browne klasik dikimle Amerikan spor giyim tarzını birleştiren, lüks pazarında bir öncüdür” ifadelerini kullanırken, Adidas sözcüleri “Kararı hayal kırıklığı ile karşılamakla birlikte, her türlü yasal hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
Yukarıda yer alan görselde de görülebileceği gibi Adidas’ın uzun süredir birçok davaya konu ettiği logosu, ister istemez benzer formatta kullanıldığında karıştırılma ihtimallerine yol açmaktadır.
Ortalama bir tüketicinin ayırt etmesinin güç olduğu ve bu tip benzerliklerin pazar konumuna zarar verdiği ise bir gerçektir.