Ticari davalar, uluslararası ticari ve yatırım tahkimi, sivil dolandırıcılık, kamu hukuku ve insan hakları alanlarında çalışan Yüksek Mahkeme Avukatı Can Yeğinsu aynı zamanda Koç Hukuk Fakültesi, Georgetown Hukuk Fakültesi ve Columbia Hukuk Fakültesi’nde dersler veriyor.

Yeğinsu, hukuk eğitimine bakışını ve uluslararası tahkim organizasyonlarının detaylarını Hukuk Çizgisi okurları için anlattı.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Londra’da yaşayan bir yüksek mahkeme avukatıyım. Aynı zamanda Koç Hukuk Fakültesi, Georgetown Hukuk Fakültesi ve Columbia Hukuk Fakültesi’nde uluslararası hukuk dersleri veriyorum.

Hukuk eğitiminde tahkimin yeri hakkında neler söylersiniz?

Tahkim aslında bir prosedür. O prosedürün arkasında yatan uluslararası çerçeveyi çok iyi anlamak gerekiyor. Tabii Türkiye’de üniversite okuyan gençlerimiz için çok önemli bir alan çünkü dünyaya açılmak için bir köprü görevi de görüyor tahkim. Türkiye son on, on beş senede ciddi yol kat etti tahkimde. Bir sonraki adımımız uluslararası, milletlerarası hukukta o gücü kazanmak olacaktır.

Türkiye’deki tahkim merkezlerinin işleyişini nasıl değerlendiriyorsunuz?

EDAC, ISTAC ve diğer tahkim merkezleri çok olumlu gelişmeler yaşatıyor. Türkiye bu alanda daha yeni sayılır denebilir. Örneğin ICC bu sene yüz yaşında oldu, aynı bizim Cumhuriyetimiz gibi. Tabii İstanbul, Ankara gibi merkezler bizim için çok önemli gelişmeler. Bu gelişmelere paralel olarak mahkemelerimize de bakmamız gerekiyor. Belki gelecek beş, on sene içinde özel bir mahkeme kurulması gerekiyor. Sırf tahkim davalarına bakan mahkemeler birçok ülkede var.

Bahsettiğiniz özel mahkemeler için Türkiye’de bir zemin var mı?

Kesinlikle var. Türkiye her zaman yabancı ve kaliteli yatırım çeker. Bu nedenle mahkemeleri de tahkim alanında özel olarak göstermek gerekiyor. Bu sistem yaygındır; mesela beş yargıç var, hem Türk hukukunu çok iyi biliyor, hem uluslararası hukuku çok iyi biliyor, hem de tahkimi çok çok iyi biliyor. Burada alınan kararların da ayrıca yayımlanması gerekiyor. Hatta Anayasa Mahkememiz gibi o kararların İngilizce duyurulması gerekiyor. Yurt dışı ile bağlantılı olmak gelişmek için önem taşıyor.

Türkiye’nin bu alandaki geleceğinde gençlerin yerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yedi senedir Koç Üniversitesi’nde ders vermemin nedeni de bu aslında. Kesinlikle bir tutku var, görüyorum ama o gençlerin arkasında durulması gerekiyor. O derslerin açılması gerekiyor. Bir tek Koç, Bilkent, İstanbul, Galatasaray Üniversitelerinde değil bütün ülkede olmalı. Tahkim denince, bu alanın uluslararası tahkim, yatırım tahkimi gibi detaylı bilinmesi gerekiyor. Hukuk fakültelerimizde yabancı dillerde de makaleler okumak ve yazmak gerekiyor. Türkiye bu şekilde yurt dışındaki temsilini güçlendirebilir.

Genç hukukçuları yakından gözlemliyorsunuz. Sizce tahkime duyulan ilgi nasıl seyrediyor?

Kesinlikle bir yetenek var. Yeteneklerin şekillendirilmesi önem arz ediyor. Bu fırsatı kaçırırsak çok yazık olacak. Bu alanda çeşitli departmanların, birimlerin kurulması lazım. Hem devlet nezdinde hem üniversitelerde hem de hukuk bürolarında… Atatürk’ün vizyonundan esinlenmeliyiz. On, on beş, yirmi sene sonrasına bakıp ileriye yatırım yapmalıyız.

Röportaj: Ezgi Aydoğanoğlu

 

Share.
Exit mobile version