I. GİRİŞ

Gelişen teknolojiden kopuk bir çalışma hayatının düşünülmesi imkânsız bir aşamaya gelmiştir. Zira günümüzde yapay zekânın da hayatın her alanında aktif rol aldığı düşünüldüğünde özellikle ticaret alanında “e-ticaret” çalışmaları büyük bir ivme kaydetmiş ve birçok iş konu açmıştır.

Süre gelen zaman içinde internet ortamı üzerinden e-ticaret sitelerinin büyük bir artış sağlaması ile satış/kârlılık denkleminin de kurulması amacı ile internet reklamları verilmesi noktasında şirketlerin büyük oranlı bütçeler ayırması sosyal medya kullanıcılarının bu alanda iş kolu kapsamına dahil olmasının da yol açmıştır.

Nitekim bir kısım internet kullanıcıları geniş kitlelere erişim sağlamalarının getirdiği avantaj ile kazanç sağlayan ve genel olarak “fenomen” şeklinde tanımlanan kişilerin vergisel yükümlülükleri kamu kurumlarınca mercek altına alınmıştır.

II. HUKUKİ TESPİTLER

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (“GVK”) madde 2 uyarınca; “Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır:

  1. Ticarî kazançlar,
  2. Ziraî kazançlar,
  3. Ücretler,
  4. Serbest meslek kazançları,
  5. Gayrimenkul sermaye iratları,
  6. Menkul sermaye iratları,
  7. Diğer kazanç ve iratlar.”

Açıklanan madde kapsamında fenomen olarak faaliyet sergileyen kişilerin ticari kazanç mı yoksa serbest meslek kazancı mı elde ettiğinin belirlenmesi önemlidir.

Her ne kadar reklam faaliyeti kapsamında ticari gelir elde edildiğine dair görüş yerinde olsa da diğer yandan bu faaliyetlerin şahsi emek ve mesai ile elde edildiği de düşünüldüğünde bir sarmalın ortaya çıktığı sabittir. Bu durumdaki tespite dair bilinmezliğin ancak yapılan işin niyetliğine bağlı olarak giderilmesi gerektiği tartışmasız ortadadır.

Ancak fenomen olarak iş ve işlem yürüten kişiler bu ikili ayrımı mükellefiyet tespitinde hatalı yorumlamaktadırlar. Zira fenomen olarak tanımlanan grup ağırlıklı olarak serbest meslek faaliyet kapsamında kazanç elde ettikleri savı ile kendilerine yapılan ödemeler noktasında herhangi bir gelir vergisi kesintisinin bulunmayacağına dair hatalı bir paydada toplandıkları görülmüştür. Bu bağlamda anılan gruba dair kişilerin mükellefiyet tesisinin sağlanması gereklidir.

II.a.    Mükellefiyet Tespiti Ne Şekilde Yapılmaktadır?

Mükellefiyet 193 sayılı GVK madde 3 ile açıkça düzenlendiği üzere; “Aşağıda yazılı gerçek kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler: 1. Türkiye’de yerleşmiş olanlar; 2. (Değişik: 19/2/1963-202/1 md.) Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunanlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)”

Yine GVK madde 4 ile Türkiye’de ikamet eden kişilerin kimler olacağı düzenlenmiş olmakla; Türkiye’de yerleşik olanlar tam mükellef, yerleşik olmayanlar ise dar mükellef olarak tanımlanmıştır. Burada Türkiye’de yerleşik olma ifadesinden ne anlaşılması gerektiği hakkında kısa bir açıklama yapılması uygun olacaktır. Bu tanımdan iki sonuç çıkmaktadır;

  • İkametin Türkiye sınırları içinde bulunması halinde herhangi bir başka ülkeden gelir elde edilse dahi Türkiye’de vergi verilmesi zorunludur.
  • İkametin Türkiye’de bulunmamasına rağmen bir takvim yılı içinde 6 aydan fazla süre ile Türkiye’de bulunulması halinde hangi ülkeden gelir elde edilirse edilsin yine Türkiye’de vergi verilmesi zorunludur. Geçici ayrılmalar bahse konu 6 aylık süre hesabını etkilememektedir.

Yine önemle belirtmek gerekli ki; kişi Türkiye ile eş zamanlı bir başka ülkede daha mukim ise ülkeler arası çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması var ise bu anlaşma hükümleri dikkate alınır. Yok ise her ülke de kendi egemenlik erki ve yönetim hakkı uyarınca kişiyi kendi ülkesinde mukim kabul edecek ve mükellefiyeti belirleyecektir.

II.b.   Sosyal Medya Fenomenleri Vergi Yükümlülüğünü Nasıl İfa Etmektedir?

İnternet üzerinden kazanç elde eden kişilerin vergi yükümlülüklerine ilişkin olarak Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Türkiye gibi birçok ülke vergi kurumları ciddi bir çalışma ve denetim sistemi oluşturma çabası içindedir.

Nitekim 193 sayılı GVK’ya 7338 sayılı Kanun ile eklenen ve 01/01/2022 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde uygulaması başlanan “Sosyal İçerik Üreticiliği İle Mobil Cihazlar İçin Uygulama Geliştiriciliğinde Kazanç İstisnası” başlıklı mükerrer 20/B maddesinde; “İnternet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesnadır.

Bu istisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır.

Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlüdür. Bu tutar üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz.

Mükelleflerin birinci fıkra kapsamı dışında başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunması istisnadan faydalanmalarına engel değildir.

Birinci fıkra kapsamındaki kazançları toplamı 103. maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar ile faaliyete ilişkin tüm gelirlerini ikinci fıkrada belirtilen şartlara göre tahsil etmeyenler bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur.

İstisnaya ilişkin şartların taşınmadığının tespit edilmesi halinde eksik tahakkuk etmiş olan vergi, vergi ziyaı cezası kesilmek suretiyle gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur…” hükmü fenomen olarak bilinen kişilerin vergisel yükümlülüklerinin sınırlarını belirlemiştir.

Yine 01.01.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 318 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile mobil cihazlar özelinde uygulama geliştirenler ve sosyal içerik üretenler özelinde kazanç istisnalarına yönelik usul ve esaslar düzenlenmiştir.

Anılan yasal düzenlemeler uyarınca; sosyal medya kullanımı ile içerik üreten fenomenlerin kazançları ile mobil cihazlara yönelik uygulama geliştirenlerin bu uygulamalardan elde ettikleri kazançlar vergi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2023 yılı için 1.900.000,00 TL) aşmaz ise gelir vergisinden istisna kapsamındadır.

Bu istisnadan yalnızca gelir vergisi mükellefleri faydalanacak olmakla mükellefiyetin tam yahut dar olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Bu düzenleme özelinde mükellef olanlar ise; internet üzerinden sosyal ağ sağlayıcıları kullanılması yolu ile video, ses, görüntü, metin gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişiler ve mobil cihazlar için uygulama üreten/geliştiren gerçek kişiler olarak belirlenmiştir.

Bu bağlamda istisna kapsamındaki kazançlar için;

  • Gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir. Başkaca gelirler var ise ve herhangi bir istisna kapsamında olmadıklarından beyanname veriliyor olsa dahi istisnaya dahil olan “Sosyal İçerik Üreticiliği İle Mobil Cihazlar İçin Uygulama Geliştiriciliğinde Kazanç İstisnası” başlıklı mükerrer 20/B maddesi kapsamındaki gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir.
  • Bahsedilen gelirlerin istisna kapsamında olması için vergi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2023 yılı için 1.900.000,00 TL) aşmaması koşuldur. Bu sınırın aşılıp aşılmadığı ise takvim yılı sonunda tespit edilir. Mükellefler bu tespit için ikametlerinin bulunduğu vergi dairesine başvuru yapabilecekleri gibi İnteraktif Vergi Dairesi yolu ile de başvuru mümkündür.
  • Bahse konu istisna kapsamına dahil olan kazançlar için tesis edilen banka hesaplarına yatan bakiyelerin tümünden tevkifat yapılacak olup bu hesaplar başkaca bir hasılat tahsiline ilişkin kullanılamayacaktır. Eklemek gerekir ki; bankalar işbu hesaplara ilişkin olarak hesaba aktarına bakiyelerin aktarım tarihinde %15 orana tekabül eden gelir vergisi tevkifatı yapacak ve keza anılan tevkifata konu bedeller için vergi muhtasarı ve prim hizmet beyannamesi düzenlemekle muhatabına ödeme yapacaktır. Önemle belirtilmelidir ki; bu hesaplara ilişkin 193 sayılı GVK madde 94 gereği herhangi bir tevkifat yapılmayacaktır.
  • Bankaların bahse konu hesaba bir takvim yılı içinde yatan bakiyenin sınırı aşıp aşmadığına ilişkin denetim yapma yükümlülüğü bulunmamakla birlikte bakiye aşılsa da aşılmasa da banka tevkifat yapmaya devam etmektedir. Bu noktada ayni tahsilata ilişkin olarak belirtilmelidir ki; istisna kapsamında tahsil edilmiş mal veya hizmetin tahsil tarihindeki rayiç bedelinin gelirin elde edildiği ay içerisinde, ayni olarak tahsil edilen gelirin içinde bulunulan ayın son yedi günü içerisinde elde edilmiş olması hali söz konusu olur ise bu durumda ise en geç takip eden ayın ikinci iş günü bitimine kadar banka hesabına yatırılması durumunda istisna şartları ihlal edilmemiş olacaktır.
  • Adı geçen istisnalardan faydalanan mükellefler 193 sayılı GVK’nın mükerrer 20/B maddesi gereği adı geçen Kanun’un 103. maddesinin dördüncü gelir vergisi diliminde kalan yıllık kazanç toplamları (2023 yılı için 1.900.000 TL) için defter tasdik ettirme, defter tutma yahut belge düzenleme yükümlülükleri yoktur. Aynı mükellefin istisna dışında başkaca kazancı var ise anılan yükümlülüklerin devamlılığı sabittir.
  • Adı geçen mükellefler mobil uygulama geliştiriciliği faaliyetlerinin ötesinde bu faaliyetlerin satışı, reklam verilmesi, sponsorluklar alınması, abonelik tesisi halleri söz konusu olur ise buradan elde edilen gelirler istisna dışındadır.
  • Sosyal içerik üreticiliği faaliyeti kapsamında sosyal ağ kullanımı ile elde edilen; reklam/sponsorluk gelirleri, bağışlar, hediyeler, bahşişler, ücretli abonelik gelirleri gibi gelirler de istisna kapsamındadır. Bu gelirler üçüncü kişi hizmet sağlayıcısı üzerinden elde edilse dahi istisna kapsamındadır.

II.c.    KDV İstisnası Nasıl Düzenlenmiştir ?

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu madde 17/4-a maddesi uyarınca 193 sayılı GVK mükerrer 20/B maddesi kapsamındaki kişiler için bu kapsamda elde edilen gelirler yönünden vergilendirilen kazançlara konu teslim ve hizmetler KDV’den istisna edilmiştir. Bu hüküm 01/01/2022 tarihinden sonra vergilendirilen kazançlara konu hizmet ve mallara yöneliktir.

Yani 01/01/2022 tarihinden itibaren internet üzerinden sosyal ağ sağlayıcıları kullanılması yolu ile video, ses, görüntü, metin gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişiler ve mobil cihazlar için uygulama üreten/geliştiren gerçek kişiler için 193 sayılı GVK madde 20/B atfı ile KDV ödemeyeceklerdir.

Yine 193 sayılı GVK 103. maddesinin dördüncü gelir vergisi diliminde kalan yıllık kazanç toplamları (2023 yılı için 1.900.000 TL) aşar ise KDV istisnası artık geçerli olmayacaktır.

III. DEĞERLENDİRME ve SONUÇ

193 sayılı GVK’ya 7338 sayılı Kanun ile eklenen ve 01/01/2022 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde uygulaması başlanan “Sosyal İçerik Üreticiliği İle Mobil Cihazlar İçin Uygulama Geliştiriciliğinde Kazanç İstisnası” başlıklı mükerrer 20/B maddesi uyarınca internet üzerinden sosyal ağ sağlayıcıları kullanılması yolu ile video, ses, görüntü, metin gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişiler ve mobil cihazlar için uygulama üreten/geliştiren gerçek kişiler 01/01/2022 tarihinden itibaren gelir vergisi istisnası söz konusu olacak ve yalnızca %15 gelir vergisi ödeyecekler. Ancak her yıl belirlenen sınırın altında kalan kazançlar için bahse konu istisna geçerli olmakla 2023 yılı için 1.900.000 TL bedel belirlenmiştir.

Adı geçen istisnalardan faydalanan mükellefler 193 sayılı GVK’nın mükerrer 20/B maddesi gereği adı geçen Kanun’un 103. maddesinin dördüncü gelir vergisi diliminde kalan yıllık kazanç toplamları (2023 yılı için 1.900.000 TL) için defter tasdik ettirme, defter tutma yahut belge düzenleme yükümlülükleri yoktur.

Bankalar işbu hesaplara ilişkin olarak hesaba aktarına bakiyelerin aktarım tarihinde %15 orana tekabül eden gelir vergisi tevkifatı yapacak ve keza anılan tevkifata konu bedeller için vergi muhtasarı ve prim hizmet beyannamesi düzenlemekle muhatabına ödeme yapacaktır. Önemle belirtilmelidir ki; bu hesaplara ilişkin 193 sayılı GVK madde 94 gereği herhangi bir tevkifat yapılmayacaktır.

 

Share.
Exit mobile version