Yabancı mahkemelerde alınan kararların Türk hukuk dünyasında sonuç doğurması için tarafların Türk mahkemelerine başvurarak yorucu bir süreç olan tanıma/tenfiz kurumuna başvurmaları gereklidir. Gerçekten de taraflardan birisinin yabancı olduğu ya da boşanan tarafların yurt dışında yaşamalarından ötürü yabancı devletlerde gerçekleşen boşanma kararlarının Türk nüfus kütüklerine de geçirilmesi için ilgili yabancı ülke kararlarının tanınması için tanıma davası açılması, yargılama sürecinin uzaktan yürütülmesi ve bir yandan da yurt dışına yapılan tebligat sürecinin yönetilmesi söz konusudur. Dava süreçlerinin sonlanmasına kadar halihazırda yurt dışında boşanmış kişi evli sayıldığından, bu kişi yeniden evlenemiyor ve bitmiş olan evlilik birliğinin sürdürüldüğü kabul ediliyordu. Boşanma oranlarının dünya genelinde artmasıyla idari makamların boşanmaya karar verebilmesine fırsat tanıyan düzenlemeler artmış; noter, belediye, nüfus müdürlükleri, valilikler ve hatta konsolosluk memurları önünde, adli merciye başvurmadan boşanma imkanı tanınmıştı ancak Türk mevzuatının bu kararların adli makamlar dışında yetkilendirilmiş olan idari makamlarca verilmiş olmasına rağmen düzenlenmemesi bu sürece başvurmayı da zorlaştırmıştır.

Yapılan düzenlemeler ardından Nüfus Hizmetleri Kanunu ve ilgili sair mevzuat fehvasınca tarafların başvurabileceği yeni bir kurum yaratılarak, dava önce açılmış ve görülmekte olan veyahut reddedilmiş tanıma davası bulunmadıkça, taraflara kolaylık sağlanmıştır.

Nüfus Hizmetleri Kanunu madde 27/A’ya gelen düzenleme uyarınca yabancı ülkelerde adli veyahut idari makamların vermiş oldukları boşanma, evliliğin butlan sebebiyle iptali veya mevcudiyetine ilişkin kararların taraflarca ya da vekilleri aracılığıyla beraberce başvurması halinde bu kararlar;

  • Yabancı devlet tarafından yetki verilmiş adli veya idari makamlarca,
  • Usulen kesinleşmişse,
  • Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmadıkça,

nüfus kütüğüne tescil edilebilecektir.

Ayrıca taraflardan birinin ölmüş olması veyahut yabancı olması sebebiyle Türkiye’de yaşamaması halinde yalnızca Türk vatandaşı olan taraf veya vekilinin de tek başına başvuru hakkına sahip olduğunun altını çizmek gereklidir. Hukuki yarar iddia edilebildiği hallerde evlilik birliği sona erdikten sonra ölen eşin mirasçılarının da Yabancı Ülke Adli Veya İdari Makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkında Yönetmelik madde 6 fıkra 2 uyarınca başvuru hakkının olacağı kabul edilmektedir.

Yapılan başvuru, Yabancı Ülke Adli Veya İdari Makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkında Yönetmelik uyarınca İl Nüfus Müdürlükleri veya Konsolosluklarda oluşturulan komisyonlarca incelenerek karara bağlanacaktır. Komisyonun ret kararı vermesi halinde Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu uyarınca dava açılması mümkün olacaktır.

Ek olarak tarafların Türk vatandaşı değil, Mavi Kart sahibi kişiler olmaları halinde Mavi Kartlılar Kütüğü ve Beyan Edilen Nüfus Olaylarının Tutulması Hakkında Yönerge uyarınca bu kütüğe kayıtlı olan kişilerin uyruğu bulunduğu ülke makamlarından alacakları karar ve idari belgeler usule uygun tasdik edilerek onaylanmış ise 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca tanınma veyahut tenfize ihtiyaç duyulmadığı da belirtmek gerekmektedir.

 

Stj. Av. Ece Gülerman

Share.
Exit mobile version