Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması, bilinen adlarıyla CISG veya Viyana Satım Sözleşmesi, 1 Ocak 1988’de yürürlüğüne girmiş olup 2024 yılı itibarıyla 97 ülke tarafından kabul edilmiştir. Dünya ülkelerinden çoğunluğunun kabul etmiş olduğu bu sözleşme, akit olmayan devletler tarafından bile “dünya çapında sınır ötesi ticaret hukuku üzerinde en büyük etkiye sahip” sözleşme olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası ticarette sözleşmeye taraf devletler arasındaki yasal mevzuata bağlı engelleri kaldırarak, taraf devletlerin iç mevzuatlarına doğrudan sözleşmenin dahiliyeti benimsenmiş ve akit ülke vatandaşları arasındaki satım sözleşmelerine uygulama alanı bulmuştur.

Viyana Satım Sözleşmesi’nin (CISG’nin) en güçlü yönlerinden biri, sözleşmelerin oluşumu, teslimat şekli, tarafların yükümlülükleri ve hukuki çözüm yolları gibi ticari bir işlemin çoğu yönünü belirleyen tek tip kurallar sağlaması ve sözleşmede taraflar aksini belirtmedikçe doğrudan uygulanmasıdır.

Viyana Satım Sözleşmesi hangi durumlarda uygulanır?

Viyana Satım Sözleşmesi, iş yerleri farklı ülkelerde bulunan taraflar arasındaki mal satımı sözleşmelerine uygulanır. Sözleşmenin uygulanması için tarafların iş yerlerinin bulunduğu ülkelerin sözleşmeye taraf olmuş 97 devletten olması veya sözleşmede taraf bir devletin hukukuna atıf yapılması gereklidir.

Ayrıca, alıcı taraf imalat veya üretim için gerekli olan malzemenin kayda değer bir bölümünün teminini üstlenmiş olmadıkça imal edilecek veya üretilecek malların satımı kapsamaktadır.

Viyana Satım Sözleşmesinden yararlanmak için farklı ülkelerin vatandaşı mı olunması gerekir?

Mevzubahis sözleşmeden yararlanmak için tarafların vatandaşlığı, tacir olup olmadıkları, sözleşmenin adi veya ticari nitelikte olup olmaması dikkate alınmaz. Yalnızca iş yerleri farklı ülkelerde bulunan taraflar arasında olması gerekir.

Viyana Satım Sözleşmesi hangi durumlarda uygulanmaz?

Söz konusu satımın kişisel, ailevi veya ev ihtiyacı için alınması, açık artırma yoluyla yapılmış olması, cebri icra yahut diğer kanun gereği yapılan satımlar, menkul kıymet, kambiyo senedi ve para, gemi, tekne, hava yastıklı taşıt veya hava taşıtı satımı ya da elektrik satımını içermesi halinde Viyana Satım Sözleşmesi uygulanmayacaktır.

Viyana Satım Sözleşmesinin faydaları nelerdir?

Sözleşmenin kurulması ve ispatı hususunda bir şekil şartı getirilmemiş; gerekirse tanık dahil her usulle ispat edilebileceği belirtilmiştir. Bu da yazılı şekil şartından alıcı ve satıcının sıyrılmasını sağlar ve kanunda belirtilen her türlü yolla ispatı mümkün kılacaktır.

Taraflar arasındaki sözleşmenin yazılı yapılmış olması halinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda benimsenen “sözleşmelerin yapıldığı şekilde değiştirilmesi” prensibi burada daha geniş yorumlanmış olup, yazılı şekilde yapılan sözleşmeye gelecek değişikliklerin telgraf, teleksle ve hatta elektronik imza taşıyan e-posta yoluyla da yapılan bildirimleri kapsayacağı şeklinde değiştirilmesi söz konusudur. Tanınmış olan bu kolaylık sayesinde tarafların en ufak değişikliklerde dahi bir araya gelmesini gerektiren düzenleme aşılmış, ticari hayata uyan bir yöntem getirilmiştir.

Sözleşmenin bir tarafça “ihlali” söz konusu olduğunda diğer tarafın başvurabileceği yöntemleri açıkça belirtmekte olup, ihlal tiplerinin teker teker sayılmasındansa “esaslı ihlal” çatısı altında değerlendirilmesi söz konusudur. Bu sayede sözleşme sonrası imkansızlık türleri, temerrüt halleri, ifa etmeme, ayıba karşı tekeffül gibi spesifik ayrımlardan sıyrılınmış ve akit devletlerin birbirinden farklı hukuk sistemlerine zorluk çıkartılması engellenmiştir. Sözleşmeye aykırılıklara karşı da bundan zarar gören taraf için çeşitli hukuki himayeler getirilmiştir.

Viyana Satım Sözleşmesinin hem adli mercileri hem de alternatif uyuşmazlık çözümleri tarafından kullanılabiliyor oluşu da ek bir yarardır.

 

Stj. Av. Ece Gülerman

 

Share.
Exit mobile version