Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi, sokak hayvanları popülasyonunun kontrolü için hazırladığı 31 maddelik raporunu TBMM AK Parti Grubu’na teslim etti. Raporda, sokak hayvanlarının popülasyon kontrolünde en insancıl ve etkili yöntemin kısırlaştırma olduğu vurgulandı. Ankara Barosu, sokak hayvanlarının tamamen ortadan kaldırılması durumunda ‘vakum etkisi’ adı verilen bir durumun ortaya çıktığını ve bu bölgenin kısa süre içinde başka hayvanlar tarafından işgal edildiğini belirtti.

‘Vakum Etkisi’ Nedir?

Vakum etkisi, belirli bir bölgedeki sokak hayvanlarının tamamının uzaklaştırılması durumunda, o bölgenin farklı hayvanlar tarafından işgal edilmesi anlamına gelir. Bu durum, mevcut popülasyonun ortadan kaldırılmasının ardından yeni hayvanların bölgeye gelmesine neden olur. Ankara Barosu’nun raporunda, popülasyon kontrolü için en ideal yöntemin, bölgedeki hayvanları kısırlaştırarak yerinde bırakmak ve bu şekilde bölgenin kapasitesini dolu tutmak olduğu ifade edildi. Bu yöntemle, yumuşak mizaçlı ve sağlıklı hayvanların barındırılması ile saldırı ve hastalık risklerinin en aza indirilebileceği belirtildi. Ayrıca, kısırlaştırılan köpeklerde agresyonun azaldığı ve daha sakin bir yaşam sürdükleri vurgulandı.

Pandemilere Yol Açabilir

Raporda, Dünya Sağlık Örgütü’nün sokak hayvanlarının ekolojik denge ve insan sağlığı açısından önemine vurgu yaptığına işaret edildi. Sokak hayvanlarının yok edilmesi durumunda yaban hayatının şehirlere kayması ve ekolojik dengenin bozulmasıyla benzer pandemilerin yaşanabileceği uyarısında bulunuldu. Ülkemizde nadiren görülen kuduz vakalarının yaban hayvanları kaynaklı olduğu ve sokak hayvanlarının bu konuda bir bariyer oluşturduğu belirtildi.

Geçici Sahra Hastanesi Modeli

Rapor, nüfusu 25 binin altında olan beldelerde geçici sahra hastaneleri kurulması gerektiğini önerdi. Bu hastaneler, uzman veteriner hekimler tarafından oluşturulacak gezici konteyner sistemi ile kırsal bölgelerde çalışarak köpekleri kısırlaştırmalı ve post-operatif sürecin tamamlanmasının ardından hayvanları alındıkları bölgeye geri bırakmalıdır. Ayrıca, nüfusu 25 bin ve üzeri olan belediyelerde hayvan hastaneleri ve kısırlaştırma merkezleri kurulması gerektiği belirtildi. Bu merkezler, veterinerlik fakülteleri, özel hayvan hastaneleri ve klinikleriyle iş birliği yaparak kısırlaştırma faaliyetlerini koordine etmelidir.

Yerel Yönetimlere Yaptırım

Raporda, yerel yönetimlerin hayvan bakımevleri kurma ve işletme yükümlülüklerine dikkat çekildi. Bu bakımevlerinin sterilizasyon, besleme, kapasite, konum, padok standartları, işçi ve veteriner hekim sayısı gibi konularda asgari düzenlemelere uygun olması gerektiği vurgulandı. Asgari şartları taşımayan belediyelere yaptırımlar uygulanmalı, geçici hayvan bakım evi personeli eğitimli ve bu alanda çalışmaya istekli olmalıdır. Bakım evleri yerleşimden uzak, ulaşımı zor yerlere kurulmamalı, aksine daha küçük ancak sayıca fazla bakım evi kurulmalı ve yerleşime yakın olmasına önem verilmelidir. Toplanan hayvanlar kısırlaştırılmadan başka bölgelere atılmamalı, kısırlaştırıldıktan sonra alışık oldukları ortama geri bırakılmalıdır. Bu uygulamaları gereği gibi yapmayan yerel yöneticilere adli ve idari yaptırımlar uygulanmalıdır.

Share.
Exit mobile version