ABD Yüksek Mahkemesi’nin dokuz aylık döneminde, Mahkeme’nin 6-3’lük muhafazakar çoğunluğuyla aldığı karar, eski Başkan Donald Trump’a, görevdeyken aldığı bazı kararlardan dolayı geniş bir dokunulmazlık tanımasıyla sonuçlandı. Bu karar, Mahkeme’nin ABD hükümetinin sanayi üzerindeki düzenleme yetkisini kısıtladığı bir dönemde geldi ve ideolojik bölünmeleri daha da derinleştirdi.

Mahkeme Kararları ve İdeolojik Ayrışma

Son dönemde alınan kararlar, Amerikan hukukunu keskin bir şekilde sağa kaydırdı. Kürtaj haklarının geri alınması, silah haklarının genişletilmesi ve üniversiteye girişte ırk temelli ayrımcılığın reddedilmesi gibi konular, Yüksek Mahkeme’nin muhafazakar ve liberal üyeleri arasındaki derin ayrışmaları gün yüzüne çıkardı.

Liberal Yargıç Sonia Sotomayor, muhafazakar meslektaşlarını, Trump’ın 2020 seçim yenilgisini tersine çevirmek için yaptığı bazı girişimlerden dolayı dokunulmazlık tanıyarak başkanlık yetkilerini tehlikeli bir şekilde genişletmekle suçladı. Bu girişimler, 6 Ocak 2021’de Trump destekçilerinin ABD Kongre Binası’na saldırmasına yol açmıştı.

Trump’a Yönelik Suçlamalar ve Seçim Yarışı

Trump, ABD tarihinde suçlanan ve mahkum edilen ilk eski başkan oldu. Şimdi ise, 5 Kasım 2024’te yapılacak ABD başkanlık seçimlerinde, mevcut Demokrat Başkan Joe Biden’a karşı Cumhuriyetçi aday olarak yarışıyor. Bu seçim, dört yıl önceki seçimlerin bir rövanşı niteliğinde olacak.

Sotomayor, liberal yargıçlar Elena Kagan ve Ketanji Brown Jackson ile birlikte yazdığı muhalefet yazısında, “Başkan ile hizmet ettiği halk arasındaki ilişki geri dönülemez şekilde değişti. Artık her resmi yetki kullanımında, başkan yasaların üstünde bir kraldır” ifadesini kullandı.

ABD Yüksek Mahkemesi’nin Geleceği

Bu karar, ABD Yüksek Mahkemesi’nin gelecekte nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. Mahkeme’nin aldığı bu tür kararlar, sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal yansımaları olan derin etkiler yaratmaktadır.

Share.
Exit mobile version