05.07.2022 tarihli ve 31887 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan gelişmeler…

  • 7407 Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 09.06.1930 tarihli ve 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanununun ek 5. maddesinin,

“Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı kadrolarında bulunan personelin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı Cetvele göre yararlanmakta oldukları ek ödemeleri belirlenen oranların eklenmesi suretiyle uygulanır.

  • İçişleri Bakanlığı teşkilatında Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında bulunan personele, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9. maddesi kapsamında yapılan ek ödeme, 27.01.2000 tarihli ve 4505 sayılı Kanunun 5. maddesinin (c) fıkrası ile 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesi hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınmaz.” şeklinde değiştirilmesi ve ek göstergelere ilişkin kapsamlı düzenlemeler yapılması bakımından önem arz etmektedir.
  • 7407 Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1., 2., 3., 4., 5., 6., 8., 9., 10., 11., 12., 14., 20., 21., 22., 23. ve 60. maddeleri 15.01.2023 tarihinde, 13. ve 16. Maddeleri 2022 yılı Temmuz ayı ödeme döneminden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihi olan 05.07.2022 tarihinde, 15. maddesi 15.07.2022 tarihinde, 17. ve 18. maddeleri 2023 yılı Ocak ayı ödeme döneminde, 27. ve 28. maddeleri yayımını izleyen ayın başında, diğer maddeleri ise yayımı tarihi olan 05.07.2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.
  • Yayınlanan Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 30.06.2022 Tarihli ve 2022/2245 Sayılı Kararı, meslekten çıkarılan bazı hâkim ve savcıların yeniden inceleme talepli dilekçelerinin incelenerek karara bağlanması bakımından önem arz etmektedir. Meslekten çıkarılmasına karar verilen Bursa Hâkimi Muhammet Emin Gürgen’in yeniden inceleme talebinin esastan reddine oy birliği ile, Eskişehir Cumhuriyet Savcısı iken meslekten çıkarılan Faruk Karahan’ın yeniden inceleme talebinin reddine oy birliği ile, Şanlıurfa Hâkimi iken tedbiren görevden uzaklaştırılan İbrahim Özcan yönünden karar verilemediğine yer olmadığına oy birliğiyle karar verilmiştir.
  • Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 30.06.2022 Tarihli ve 2022/2247 Sayılı Kararı, Kozan Hâkimi iken tedbiren görevden uzaklaştırılan Yasin Kurt ve Şebinkarahisar Hakimi iken tedbiren görevden uzaklaştırılan Ahmet Saka’nın meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve ayrı ayrı olmak üzere meslekten çıkarılmalarına oybirliği ile karar verilmesi bakımından önem arz etmektedir.
  • Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Önlisans ve Lisans Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Tıp, Veteriner, Diş Hekimliği ve Hukuk Fakülteleri hariç olmak üzere, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesine bağlı yükseköğretim programlarında önlisans ve lisans düzeyinde yürütülen eğitim-öğretime ilişkin hükümlerin düzenlenmesi bakımından önem arz etmektedir. Yönetmelik, 2022-2023 eğitim-öğretim yılı başında yürürlüğe girecektir.
  • Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 16/06/2022 Tarihli ve 10240 Sayılı Kararı, Ozan Elektronik Para AŞ.’ye 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 4. maddesi ve Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesi çerçevesinde üye işyerleri ile anlaşma yapan kuruluş olarak faaliyette bulunma izni verilmesine karar verilmesi bakımından önem arz etmektedir.
  • Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 Tarihli ve E: 2021/46, K: 2022/47 Sayılı Kararı, 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (13) numaralı fıkrasının Anayasa’nın 2., 13., 36. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir. 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (13) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline 21.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
  • Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 Tarihli ve E: 2021/57, K: 2022/49 Sayılı Kararı, 22.05.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine 01.07.2006 tarihli ve 5538 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen 9. ve 10. fıkraların Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 10., 49. ve 55. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebine ilişkindir. 22.05.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine 01.07.2006 tarihli ve 5538 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen 9. fıkranın (b) bendinde yer alan “… personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine 21.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
  • Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 Tarihli ve E: 2021/73, K: 2022/51 Sayılı Kararı, 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun; 63. maddesinin 06.02.2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun’un 81. maddesiyle değiştirilen 2. fıkrasının 1. cümlesinin, 64. maddesinin 1. fıkrasına 17.01.2012 tarihli ve 6270 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle eklenen (d) bendinin, Anayasa’nın 2., 7., 13., 17., 56. ve 60. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebine ilişkindir. 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 63. maddesinin 06.02.2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun’un 81. maddesiyle değiştirilen 2. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “… ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine 21.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
  • Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 Tarihli ve E: 2021/66, K: 2022/52 Sayılı Kararı, 29.04.2021 tarihli ve 7318 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9. maddesiyle 04.12.2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (h) bendinde yer alan “… onda biri…” ibaresinin Anayasa’nın 2., 10. ve 13. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talebine ilişkindir. 29.04.2021 tarihli ve 7318 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9. maddesiyle 04.12.2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (h) bendinde yer alan “… onda biri…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine 21.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.
  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesine Ait Karar (Esas No: 2022/3116, Karar No: 2022/4302): Davacı, davalı bankadan 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında kullandığı kredi nedeniyle kartel faizi uygulanmak suretiyle tarafına zarar verilmiş olduğunu, zarar karşılığı fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’nin tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Mahkemece, tüketici tarafından bankacılık işleminden doğan alacağın tahsili isteği ile 04.09.2019 tarihinde dava açıldığı, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi hükmünün 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, 6352 Sayılı Kanunun 18/A-2 maddesindeki “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi nedeniyle arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava, davalı bankadan kullanılan tüketici kredisinde uygulanan kartel faizi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup uyuşmazlık dava konusu uyuşmazlığın çözümünde arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar vermiştir.
  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesine Ait Karar (Esas No: 2022/3051, Karar No: 2022/4870): Davacı, davalı müşterinin bankadan kullanmış olduğu 19.08.2019 tarihli 35.000 TL bedelli tüketici kredisi nedeni ile hayat sigorta bedeli adı altında toplam 1.761,37 TL tutarında masraf alındığı, daha sonra yine bankadan kullanmış olduğu 19.12.2019 tarihli 50.763,25 TL bedelli tüketici kredisinde de hayat sigorta bedeli adı altında 1.594,12 TL masraf alındığı, 19.12.2019 tarihli kredisi ile aslında davalının 19.08.2019 tarihli kredisini kapattığını, bunun üzerine sigorta bedelinin iadesini talep ettiği, banka tarafında da kendisine 631,79 TL iade edildiğini, davalının bu bedelin az olduğunu aradaki farkın da iadesi gerektiğini ve bu bedelin yasal olmadığını ileri sürerek Tüketici Sorunları Hakem Heyetine şikayet yoluna başvurduğunu, Manavgat Kaymakamlığı Tüketici İlçe Hakem Heyeti 19.03.2020 Tarih ve 069120200000287 Karar sayılı kararı ile şikayetçi/davalının talebini kısmen kabul ederek 2.723,70 TL hayat sigorta bedelinin davalıya iadesine karar verdiğini, davaya konu kararı veren Tüketici Hakem Heyetinin eksik ve hatalı inceleme sonucunda verildiğini belirterek tüketici hakem heyeti kararının iptalini talep etmiştir. Davalı, tüketici hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, kredi kullandırımı sonrası riskin gerçekleşmesi sureti ile azalan bakiye riskine ve poliçe teminat şartlarına uygun olarak iadesi gereken miktarın 1.643,59 TL olduğu, her ne kadar kısa kararda iade edilmesi gereken kısmın 1.454,10 TL olduğu şeklinde hüküm kurulmuş ise de, bu hususun işlem hatasından kaynaklı olduğu, hakkaniyete uygun iade miktarının 1.643,59 TL olduğu gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulü ile dava konusu Manavgat İlçe Tüketici Hakem Heyetinin 069120200000287 karar numaralı 19.03.2020 tarihli kararının karar kısmında geçen “Haksız alınan ücretin 2.723,70 TL’nin” ibaresinin kaldırılmak yerine “Haksız alınan ücretin 1.643,59 TL’nin” şeklinde düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş hali ile hakem kararının onanmasına karar verilmiştir. Dava, tüketici hakem heyeti kararının iptali istemine ilişkin olup uyuşmazlık, acente durumunda davacı bankaya husumet düşüp düşmediği, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişkinin olup olmadığı, hak ve borçları değiştirir nitelikte iki kez tavzih kararının verilip verilmeyeceği ve yine davalı tüketici lehine usulüne uygun vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi; sigorta poliçesine konu borcun erken ödenmesi nedeniyle bakiye sigorta bedelinin iadesinin acente durumunda bulunan davacı bankadan talep edilebileceği değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecek nitelikte olan ve açıkça yürürlükteki yasalara aykırı bulunan bir karar verilmediği gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’nın bu hususa ilişkin kanun yararına bozma talebinin reddine, gerekçeli karar ve kısa karar arasında çelişkili hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın gerekçeli karar ve kısa karar arasındaki çelişkinin incelenmesine ilişkin kanun yararına bozma talebinin kabulüne, düzeltilen hüküm fıkralarının tarafların hak ve borçlarını değiştirir nitelikte olması nedeniyle usul ve yasaya aykırılık söz konusu olduğundan Adalet Bakanlığı’nın hak ve borçları değiştirir nitelikte iki kez tavzih kararının verilmesinin incelenmesine ilişkin kanun yararına bozma talebinin kabulüne, dava dosyasının incelenmesinde davalı tüketici lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 13/1. ve 13/2. maddesine göre tüketici lehine reddedilen değerin altında olmamak üzere nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin incelenmesine ilişkin kanun yararına temyiz talebinin kabulüne 23.05.2022 tarihinde karar vermiştir.
  • Yargıtay 9. Hukuk Dairesine Ait Karar (Esas No: 2022/4884, Karar No: 2022/5756): Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 04.09.2012 – 01.03.2015 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde tamirci olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğini, ancak davacıya işten atılma baskısıyla birtakım belgeler imzalatıldığını, söz konusu belgeleri kabul etmediklerini ileri sürerek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş sözleşmesinin 02.03.2015 tarihli istifa dilekçesi ile davacı tarafından feshedildiğini, davacının istifa dilekçesinde herhangi bir haklı sebep bildirmediğini, bu halde davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Adalet Bakanlığı tarafından İlk Derece Mahkemesi tarafından kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi istenilmiştir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına 10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar vermiştir.
Share.
Exit mobile version