15.11.2022 tarihli ve 32014 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan gelişmeler…
- Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile ders seçimi, öğrenci yerleştirme ve nakil komisyonu, devam-devamsızlık ve ilişik kesme, ortaöğretim kurumları arasında nakil ve geçişler, kontenjan belirleme, başvuru ve değerlendirme, sorumlu olarak sınıf geçme ve sorumluluğun kalkması, sınıf tekrarı ve öğrenim hakkı, işyeri açma belgesi düzenlenmesi, öğrencilerin uyacakları kurallar ve öğrencilerden beklenen davranışlar, disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller, pansiyon, başka okul veya işletmedeki disiplin olayları, uygulama ile ilgili esaslar, ceza takdirinde dikkat edilecek hususlar, cezaların uygulanması ve zararın ödetilmesi kenar başlıklı maddelerinde değişiklik ve düzenlemeler yapılmıştır. Bu Yönetmelik yayımı tarihi olan 15.11.2022’de yürürlüğe girer.
- İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rüzgâr Enerjisi Meteorolojisi ve Çevresel Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği uyarınca ilgili Merkezin amaçları, faaliyet alanları, yönetim organları, yönetim organlarının görevlerine ve çalışma şekline ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik yayımı tarihi olan 15.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile; ilgili Yönetmeliğin adı “Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim-Öğretim Yönetmeliği” şeklinde değiştirilmiştir. Bu Yönetmelik yayımı tarihi olan 15.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından çıkarılan 27.10.2022 Tarih ve 11335/20934 Karar Sayılı N Kolay Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu AŞ’nin Faaliyet İzni Kapsamının Genişletilmesine İlişkin Karar ile 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un 18. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen elektronik para ihracı hizmetini sunmasının onaylanmasına ve ödeme hizmeti sunmak üzere N Kolay Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu A.Ş.’ye verilmiş olan faaliyet izni kapsamına alınmasına karar verilmiştir.
- Anayasa Mahkemesinin 21.09.2022 Tarihli ve 2019/25604 Başvuru Numaralı Kararı; özel bir şirkette çalışan başvurucunun bir iş arkadaşı ile yaptığı cep telefonu yazışmalarının işveren tarafından incelenmesi ve bu yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. Başvuru konusu olayda başvurucunun çalıştığı şirketten ayrılan Ö.Ç. isimli işçi, şirket tarafından kendisine verilen cep telefonunu işten ayrıldıktan bir süre sonra şirkete iade etmiştir. Anılan cep telefonunun Ö.Ç.nin işle ilgili iletişimlerinin tespiti amacıyla incelendiği ve başvurucu ile Ö.Ç. arasındaki mesajlaşmalara erişildiği anlaşılmıştır. Bununla birlikte davalı şirket dilekçeleri ve yargı kararlarından başvurucu ile iş arkadaşı Ö.Ç arasındaki mesajlaşmaların işveren ve çalışanları hakkında özel görüşler içerdiği, içeriğinde bazı küçük düşürücü ifadelerin bulunduğu hususunun tespit edildiği görülmüştür. Mesajlaşma programlarının kişisel olarak da kullanılabileceği gözetildiğinde bir başkasına ait olan cep telefonunun denetlenmesinin ve başvurucuya ait mesajların ele geçirilmesinin başvurucunun özel hayatının ve haberleşmesinin gizliğinin korunması konusundaki makul beklentisine aykırı olduğu açıktır. Anayasa Mahkemesi başvuruya benzer olayları incelediği kararlarında, başvurucuların kurumsal e-posta ve kişisel Whatsapp hesabı içeriklerinin işveren tarafından denetlenmesi ve bu yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi şeklindeki müdahalelerde ihlal kararları vermiştir. Somut olayda da yukarıda belirtilen gerekçelerle anılan kararlardaki ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle;
Özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ve Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE, OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
- Anayasa Mahkemesinin 06.10.2022 Tarihli ve 2018/23070 Başvuru Numaralı Kararı; yaşamının korunması için gerekli tedbirler alınmayan hükümlünün ölmesi nedeniyle yaşam hakkının, ölümcül hastalığa rağmen infazın ertelenmemesi ve olay hakkında etkili ceza soruşturması yürütülmemesi nedenleriyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. S.G. 27.02.2015 tarihinde Ceza İnfaz Kurumuna alınmış, tüberküloz genel taraması sonucunda sevk edildiği Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesinde yapılan tetkikleri sonrasında 12.02.2016 tarihli patoloji raporunda belirtildiği üzere kendisine akciğer kanseri teşhisi konulmuştur. Ameliyatı sonrasında kendisine kemoterapi tedavisi uygulanan S.G., Adli Tıp Kurumu’nun 25.07.2016 tarihli raporuyla altı aylık süre sonunda sağlık durumu yeniden değerlendirilmek koşuluyla cezasının infazının altı ay süre ile ertelenmesinin uygun görülmesi sonrasında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının kararıyla aynı tarihte Ceza İnfaz Kurumundan salıverilmiştir. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinin -aralarında onkoloji uzmanı doktorun bulunmadığı sağlık kurulu tarafından hazırlanan- raporunda müteveffanın hastalığı nedeniyle cezasının infazının ertelenmesine gerek olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu raporda S.G.nin “4. evre akciğer kanseri hastası olduğu, beyin metastazı bulunduğu ve özürlülük oranının %80 olduğu tespitleri mevcut olmasına rağmen” cezasının infazının ertelenmesine gerek olmadığı sonucuna varılmasının bir çelişki meydana getirdiği açık olmasına rağmen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, bahse konu çelişkinin giderilmesi amacıyla ivedi olarak ATK’dan yeni bir rapor temin etmeden, söz konusu Hastanenin raporuna dayanmak suretiyle infazın geri bırakılması talebinin reddine karar vermiştir. Sağlık durumunun kötüye gittiği açık olduğu hâlde S.G. cezasının infazının ertelenmesine gerek olup olmadığı konusunda tekrar rapor alınması için hastaneye ve ardından 4. evre kanser hastası olan ve durumu kötüleşen S.G.nin hakkındaki bahse konu rapor hastaneye sevk edildiği tarihten ancak iki ay sonra 12.10.2017 tarihinde hazırlanabilmiştir. Bu gecikmenin üzerine 19.10.2017 tarihinde ATK’ya sevk edilen S.G.nin hakkındaki rapor 03.11.2017 tarihinde hazırlanabilmiş ve S.G.nin hayatını kaybetmesinden sonra Ceza İnfaz Kurumuna 10.11.2017 tarihinde ulaşabilmiştir. S.G. ilerleyen rahatsızlığına, ihtiyaçlarını karşılayamayacak hâlde olmasına rağmen hastaneler ile ATK arasında gidip gelmek zorunda bırakılmış; eksik ve hatalı değerlendirmeler sonucunda hayatının son döneminde ailesinin desteğinden yoksun şekilde Ceza İnfaz Kurumunda kalmıştır. 27.03.2017 tarihinde hastalığının ilerlediği tespit edilmesine rağmen S.G.nin cezasının infazının ertelenmesine yönelik rapor ancak yedi ay sonra temin edilebilmiştir. Tüm bu veriler ışığında S.G.nin 27.03.2017 tarihinde beyninde metastaz tespit edilmesine rağmen cezasının infazının ertelenmesine dair raporun teminine yönelik işlemlerin yürütülmesinde yaşanan karar alma sürecinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Ceza İnfaz Kurumu idaresi, hastaneler ve ATK’dan kaynaklanan, yukarıda ifade edilen birtakım eksiklikler ve gecikmeler nedeniyle S.G.nin cezasının infazının sağlık durumuna bağlı olarak ertelenmesi için belirlenen usulün düzgün bir şekilde işletilmediği, gerekli işlemlerin makul hız ve özende gerçekleştirilmediği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak S.G.nin rahatsızlığına rağmen cezasının infazının ertelenememesi nedeniyle özgürlükten yoksun kalmanın kaçınılmaz ve doğal sonucu olan sıkıntıdan daha fazla bir sıkıntıya ve buna bağlı olarak insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muameleye maruz kaldığının kabul edilmesi gerekir. Açıklanan gerekçelerle;
Başvurucuların kendileri açısından ileri sürdükleri insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
Başvurucuların ölen yakınları bakımından ileri sürdükleri insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 17. maddesinin 3. fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutlarının İHLAL EDİLDİĞİNE, OY BİRLİĞİYLE karar verildi.