16.11.2022 tarihli ve 32015 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan gelişmeler…
- Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan Gıda Kontrol Laboratuvarları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile İstihdam, Bildirimler, Geçiş hükümleri kenar başlıklı maddelerine ilişkin olarak değişiklik ve düzenlemeler yapılmıştır. Bu Yönetmelik, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından çıkarılan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı İnsan Kaynakları Yönetmeliği ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının insan kaynakları politikası ve planlamasına ilişkin hususlar ile personelin niteliklerine, işe alınmalarına, çalışma şartlarına, performans değerlendirmelerine, sözleşmelerinin sona ermesine ve insan kaynaklarına yönelik diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından çıkarılan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yönetmelik ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının faaliyetlerini yürütmek üzere kurulacak birimleri ve bu birimlerin görevlerine ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. İşbu Yönetmeliğin yayımlanması ile 18.12.2015 tarihli ve 29566 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Yönetmelik, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından çıkarılan Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsünün Yapılanması ve Faaliyetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile dayanak, tanımlar ve kısaltmalar, enstitünün görev ve yetkileri, enstitünün yapılanması ve bilim kurulları kenar başlıklı maddelerine ilişkin olarak değişiklik ve düzenlemeler yapılarak diğer birimler kenar başlıklı madde yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Yönetmelik, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3. Maddesinin (aa) Bendi Kapsamında İthalat Yoluyla Yapacağı Tarımsal Ürün Alımları ile Buna İlişkin Hizmet Alımları İhalelerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile; Tanımlar ve İhale komisyonlarının teşkili kenar başlıklı maddelerinde değişiklik ve düzenlemeler yer almıştır. Bu Yönetmelik 08.10.2021 tarihinden geçerli olmak üzere, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünün 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3. Maddesinin (g) Bendi Kapsamında Yapacağı Mal ve Hizmet Alımı İhalelerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile; Tanımlar, İhale komisyonlarının teşkili ve Şartnameler ve sözleşme taslakları kenar başlıklı maddelerinde değişiklik ve düzenlemeler yer almıştır. Bu Yönetmelik 08.10.2021 tarihinden geçerli olmak üzere, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından çıkarılan Birinci Sınıfa Ayrılan ve Birinci Sınıf Olan Hâkim ve Savcıların Çalışmalarının Değerlendirilmesi Esaslarına İlişkin İlke Kararında Değişiklik Yapılmasına Dair İlke Kararı uyarınca; ilgili İlke Kararı’nın Ortak hükümler kenar başlıklı maddesine ilişkin değişiklik yapılarak karara geçici madde 9 eklenmiştir. Bu İlke Kararı, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından çıkarılan Hâkim ve Savcıların Derece Yükselmesi Esaslarına İlişkin İlke Kararında Değişiklik Yapılmasına Dair İlke Kararı’nın Ortak hükümler kenar başlıklı maddesine ilişkin değişiklik yapılarak karara geçici madde 8 eklenmiştir. Bu İlke Kararı, yayımı tarihi olan 16.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Anayasa Mahkemesinin 18.10.2022 Tarihli ve 2018/5104 Başvuru Numaralı Kararı; ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucunun posta yolu ile göndermek istediği dokümanın sakıncalı bulunarak gönderilmemesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Somut olayda öncelikle iki sayfadan oluşan ve “Bergün’ün Yolunan Saçlarına Dair” başlığını taşıyan belgenin değerlendirilmesi gerekir. Başvuru konusu belgede; ölüm orucu yapan bir kişiden direnişçi olarak bahsedildiği, kolluk görevlilerinin işkence yapan kişiler olarak kabul edildiği, devletten düşman olarak bahsedildiği ve düşman olarak görülen devlete karşı direnmenin övüldüğü görülmüştür. Söz konusu ifadelerle örgütsel kimliğin ve bilincin canlı tutulmaya çalışıldığı anlaşılmıştır. Başvuru konusu belge içeriği ve üslubu birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun terör örgütü lehine kamuoyu oluşturmak, örgütün görüşlerine meşruluk kazandırmaya çalışmak, örgütsel ilişkiler ve dayanışma ile haberleşmeyi canlı tutmak amacıyla söz konusu belgeyi oluşturmayı bir eylem şekli olarak benimsediği değerlendirilmiştir. Bu nedenle söz konusu belgenin gönderilmemesi şeklindeki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olduğu söylenemez. Başvurucunun söz konusu karikatürler ile ölüm orucu yapan ve terörle bağlantılı suçlardan tutuklanan iki kişi adına yapılan her tür eylemin Cumhurbaşkanı’nda rahatsızlık yarattığını, İçişleri Bakanı’nın da aynı iki kişiyi takıntı hâline getirdiğini ve bu kişilerin terör örgütü mensubu olarak kabul edilmesine yönelik çabaya giriştiğini ifade etmeye çalıştığı anlaşılmıştır. Son olarak karikatürlerde TBMM Başkanı’nın işkence eylemlerini koruyucu bir tavır takındığı eleştirisi yer almıştır. Somut olayda karikatürlerin siyasetçilerin eleştirilmesi niteliğinde olduğu, siyasal ortama ilişkin değerlendirme niteliği taşıdığı, ülke yönetim biçiminin eleştirisine yönelik düşünceleri ifade ettiği değerlendirilmiştir. Siyasi eleştiri olduğu kabul edilen başvuru konusu karikatürlere demokratik çoğulculuk açısından daha fazla tahammül edilmesi gerekir. Yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında başvurucunun posta yolu ile göndermek istediği dokümanın sakıncalı bulunarak gönderilmemesinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelmediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan gerekçelerle;
Adli yardım talebinin KABULÜNE,
İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesine Ait 12.09.2022 Tarih ve 2022/4845 E. 2022/6373 K. Numaralı Karar; taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın kısmen kabulüne dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istemine ilişkindir. Dava, davalının maliki olduğu aracın davacının işletmekte olduğu otoyoldan ihlalli geçişi nedeniyle geçiş ücreti ve ceza bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemi ile ilgilidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, görevli mahkemenin belirlenmesi, ihlalli geçiş nedeniyle ceza bedelinin ödenip ödenmeyeceği ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay tarafından yapılan değerlendirmede; 6502 sayılı kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir. O halde mahkemece, tüketici mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde bir karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişkin kanun yararına temyiz talebinin kabulünün gerektiği sonucuna varılmıştır. Daha önce geçiş ücreti ödemeden yapılan geçişlerde, geçiş ücretiyle birlikte bu ücretin 10 katı idari para cezası verilirken, 2018 yılında yapılan değişiklikle 4 katı ceza uygulanacağı düzenlenmiştir. Düzenleme somut olay özelinde değerlendirildiğinde, vatandaşa 4 katı oranında para cezasının uygulanacağı, yargılama sırasında yürürlükte olan mevzuata göre de bildirim koşulunun yer almadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece vatandaşın 4 katı tutarında para cezası yönünde sorumlu olduğu gözetilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan bakanlığın temyiz talebinin kabulü gerekmiştir. Somut olayda, mahkemece gerekçeli karar ve kısa karar arasında çelişkili hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne ilişkin kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekir. Açıklanan gerekçelerle;
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.