17.11.2022 tarihli ve 32016 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan gelişmeler…
- Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan Yetkili Sınıflandırıcıların Lisans Alma, Faaliyet ve Denetimi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile; laboratuvarın asgari özellikleri, yetkili sınıflandırıcı tesislerinin bölümleri, yetkili sınıflandırıcı olması yasaklananlar, lisans başvurusu ve aranılan belgeler, lisans bedelleri ve diğer ücretler, yapılacak değişikliklerin bildirimi, yetkili sınıflandırıcı ücret tarifesi, ürün analiz ve sınıflandırma belgesi ve imzalamaya yetkili kişi, itiraz hakkı, ürünün depodan tesliminde yapılacak analiz ve itiraz, itiraz sonucu ürün sahibinin hakkı, lisanslı depo işletmesinin yükümlülüğü kenar başlıklı maddelerinde değişiklik yapılmıştır. Bu Yönetmelik, yayımı tarihi olan 17.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 21) ile; 11.10.2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasına yönelik olarak, kamusal nüfuz sahibi kişiler hakkında yükümlüler tarafından alınması ve uygulanması gereken sıkılaştırılmış tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlenmiştir. Bu Tebliğ, yayımı tarihi olan 17.11.2022’de yürürlüğe girer.
- Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 15.11.2022 Tarihli ve 2022/ÖİB-K-70 Sayılı ve Taşınmaz Satışı konulu Kararı; mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı olup özelleştirme kapsam ve programında bulunan Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, İncek-İmar Mahallesi, 111127 ada 2 parsel numaralı, 1.018,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirilmesini teminen gerçekleştirilen ihalesi sonucunda İhale Komisyonu tarafından ilgili taşınmazın 4.025.000- Türk Lirası bedelle en yüksek teklifi veren Koçlar Turizm Taşımacılık Petrol İnşaat Gıda Hay. İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şirketi’nin sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi veya diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde teminatının İdare lehine irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline ilişkindir.
- Anayasa Mahkemesinin 28.09.2022 Tarihli ve E: 2021/130, K: 2022/110 Sayılı Kararı; iptal davasını açan, TBMM üyeleri Engin ALTAY, Özgür ÖZEL, Engin ÖZKOÇ ile 132 milletvekilinin, 21.10.2021 tarihli ve 7339 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun başlığı ile değiştirilen 69. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “…yönetmelikle düzenlenir.” ibaresinin ve aynı Kanun’un 12. maddesiyle 1163 sayılı Kanun’un başlığı ile birlikte değiştirilen 87. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “…yönetmelikle düzenlenir.” ibaresinin, Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesine ilişkindir. Dava dilekçesinde özetle; kooperatiflerin dış denetiminin mülkiyet hakkına ve özel teşebbüs kurma özgürlüğüne müdahale teşkil ettiği, 1163 sayılı Kanun’un 65. ve 69. maddeleri kapsamında yapılacak denetimlere ilişkin usul ve esaslar, denetçilerin nitelikleri, uyacakları etik ilkeler, görev ve yetkileri, seçilmeleri, görevden alınmaları veya ayrılmaları, denetimin ve denetim raporlarının içeriği ve raporun genel kurula sunulması ile üst kuruluşların yetkilendirilmesine ilişkin hususların kanun koyucu tarafından açık, net ve anlaşılabilir şekilde belirlenmesi gerektiği, genel çerçeve çizilmeksizin dış denetim konusunda idareye tanınan düzenleme yetkisinin çalışma ortamının güvensiz ve belirsiz hâle gelmesine yol açtığı, Kanun’da açık ve net bir düzenleme yapılmamasının denetçinin görevini gereği gibi yerine getirememesine ve devletin kooperatifçiliği geliştirmeye yönelik tedbirleri gereği gibi alamamasına neden olacağı, kuralın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin mülkiyet hakkını düzenleyen hükmüyle bağdaşmadığı, ayrıca idareye tanınan düzenleme yetkisinin kooperatifler ve denetçiler yönünden farklı uygulamaların oluşmasına sebep olabileceği, bu durumun ise eşitlik ilkesini ihlal ettiği ileri sürülmüştür. Anayasa Mahkemesi tarafından;
Yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE, OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
21.10.2021 tarihli ve 7339 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un;
A. 9. maddesiyle 24.04.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun başlığı ile değiştirilen 69. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “…yönetmelikle düzenlenir.” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OY BİRLİĞİYLE,
B. 12. maddesiyle 1163 sayılı sayılı Kanun’un başlığı ile değiştirilen 87. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…yönetmelikle düzenlenir.” ibaresinin;
Anılan cümlede yer alan “…ücret tarifeleri…” ibaresi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün Anayasa’nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OY BİRLİĞİYLE,
Anılan cümlede yer alan “…ücret tarifeleri…” ibaresi dışında kalan ibareler yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
- Anayasa Mahkemesinin 18.10.2022 Tarihli ve 2018/36354 Başvuru Numaralı Kararı; başvurucunun sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşım nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Başvuruya konu olayların yaşandığı tarihte büyükşehir belediyesi su ve atıksu idaresi genel müdürlüğünde mühendis olarak görev yapan başvurucu, sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulunmuştur. Söz konusu paylaşım, bir gazetede çeşitli eklemeler yapılarak haberleştirilmiştir. Başvurucu hakkında, yapmış olduğu sosyal medya paylaşımının anılan habere kaynak oluşturduğu gerekçesiyle idare tarafından disiplin soruşturması başlatılmıştır. Disiplin soruşturması sonunda başvurucunun uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Anılan disiplin cezası, başvurucunun karara karşı yaptığı itirazın disiplin kurulu tarafından reddiyle kesinleşmiştir. Başvurucu, hakkında tesis edilen disiplin cezasının iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açmış; mahkeme, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Davalı idare, iptal kararına karşı istinaf talebinde bulunmuş; bölge idare mahkemesi başvurucunun üzerine atılı bulunan fiili işlediği sonucuyla mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir. Somut olaya konu paylaşım temel olarak başvurucunun görev yaptığı il özelinde Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmalar ile bu kapsamda boşalan kadrolara yapılan yönetici atamalarının eleştirilmesinden ibarettir. Başvurucu anılan eleştirilerinin hangi kurumu ve kişileri işaret ettiği hakkında ise paylaşımında herhangi bir bilgiye yer vermemiştir. Öte yandan başvurucunun eleştirilerini görev yaptığı il kapsamında dile getirmesinden kendi kurumunu ve çalışma arkadaşlarını hedef aldığı sonucu çıkarılabilirse de gerek başvurucunun dosya kapsamındaki beyanları gerekse başvuru dosyasına aksi yönde başkaca bir bilgi veya belge sunulmaması karşısında anılan çıkarıma ulaşmak zorlama bir yorum olacaktır. Dolayısıyla kullanılan ifadelerin başvurucunun görev yaptığı kamu kurumuna yöneldiğini kabul etmek şu hâlde mümkün olmamıştır. Bununla birlikte kullanılan ifadelerin bir an için başvurucunun görev yaptığı kamu kurumuna yöneldiği ve bu nedenle müdahalenin gerçekleştiği kabul edilse dahi idarenin ve bölge idare mahkemesinin, Anayasa Mahkemesinin kamu görevlisinin ifade özgürlüğüne yapılan böyle bir müdahalede yapılmasını beklediği ve yukarıda sıralanan değerlendirmelere göre hareket etmesi beklenir. Ancak hem idarenin hem de bölge idare mahkemesinin başvuruya konu paylaşımın “devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” kapsamında kaldığını ve eylemin sübuta erdiğini soyut olarak belirtmek dışında Anayasa Mahkemesinin öngördüğü değerlendirmelerin hiçbirini yapmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesinin kabul ettiği standartları uygulamayan idare ve bölge idare mahkemesinin başvurucunun bir disiplin cezası ile cezalandırılmasının zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiğini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koyduğunun kabul edilmesi mümkün olmamıştır. Açıklanan gerekçelerle;
İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE OY BİRLİĞİYLE karar verildi.
- Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı (E: 2022/6, K: 2022/10); aykırılığın giderilmesi istemi, davacılara 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca ödenen vekalet ücretinin vergiye tabi olup olmadığı, vergiye tabi ise 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde belirtilen gelir unsurlarından hangisi kapsamında vergilendirilmesi gerektiği hususunun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun düzeltme ve şikayet müessesesine ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde incelenip incelenemeyeceğine ilişkindir. Bölge idare mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesi istemiyle İlgili kararlara konu uyuşmazlıklarda, davacılar, başkatibi oldukları noterliklerin boşalması üzerine 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca noterliği vekaleten bir süre yönetmişlerdir. Noterliğin vekaleten yönetilmesi karşılığında anılan düzenleme uyarınca noter odası tarafından tayin olunan ücret noterlik gelirinden davacılara ödenmiştir. Davacılar, ödenen bu tutarları serbest meslek kazancı olarak gelir vergisi beyannameleri ile beyan etmiştir. Beyan üzerine tahakkuk eden gelir vergisi ile damga vergisinin ödenmesinden sonra bu tutarların serbest meslek kazancı olarak vergilendirilemeyeceği ileri sürülerek ödenen vergilerin iadesi istemiyle düzeltme ve şikayet başvuruları yapılmıştır. Bu başvurular idarece reddedilmiş olup başvuruların reddine ilişkin işlemlerin iptali ile tahsil edilen vergilerin iadesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır. Açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle aykırılığın, başkatibi oldukları noterliklerin boşalması üzerine noterliği bir süre yöneten davacılara 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca ödenen vekalet ücretinin vergiye tabi olup olmadığı, vergiye tabi ise 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde belirtilen gelir unsurlarından hangisi kapsamında vergilendirilmesi gerektiği hususunun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun düzeltme ve şikayet hükümleri çerçevesinde incelenemeyeceği yönünde giderilmesine, 05.10.2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.