İstanbul Barosu ve Paris Barosu’na kayıtlı, Av. Cemal Sedat Dayıoğlu öncülüğündeki Dayıoğlu Hukuk Bürosu ve Uluslararası ADR Merkezi ile Enerji Uyuşmazlıkları Tahkim Merkezi – EDAC’ta görevlerini yürüten, İstanbul Tahkim Haftası 2022 Organizasyon Komitesi üyesi olarak yer alan Av. Ece Dayıoğlu’na tahkim merkezlerine ve uyuşmazlıklara dair merak edilenleri sorduk.

Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

Enerji Uyuşmazlıkları Tahkim Merkezi-EDAC Genel Sekreter Yardımcısıyım ve Istanbul Arbitration Week 2022 Organizasyon Komitesi üyesi olarak ISTAW 2022’yi organize eden ekipteyim. İstanbul Barosu ve Paris Barosu avukatıyım. İngiltere’de Chartered Institute of Arbitrators nezdinde “Member” ve Singapur’da Singapore Institute of Arbitrators nezdinde “Fellow” derecesinde listeli hakemim. Çin’de Shanghai Arbitration Commission, Rusya’da Russian Arbitration Center ve Türkiye’de Istanbul Arbitration Association nezdinde listeli hakemim. Hollanda’da International Mediation Institute ve Singapur’da Singapore International Mediation Institute nezdinde listeli arabulucuyum. Yönetici ortak Av. Cemal Sedat Dayıoğlu öncülüğünde Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya ellinin üzerinde ülkede faaliyet göstermekte olan ve ortağı bulunduğum Dayıoğlu Hukuk Bürosu ve Uluslararası ADR Merkezi’nde uluslararası eksenli çalışmaktayım. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Université Paris 1 Panthéon-Sorbonne’da Tahkim ve Uluslararası Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans yaptım. Queen Mary University of London’da Uluslararası Uyuşmazlık Çözümleri ve Ekonomi Hukuku alanında yüksek lisans yaptım, “Devlet Kuruluşlarına Karşı Milletlerarası Tahkimde Hakem Kararlarının Tenfizi: Hakem Heyeti Tarafından Nasıl Sağlanır ve Egemen Devletler Tarafından Nasıl Direnilir?” teziyle derece ile mezun oldum. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Ekonomi Hukuku alanında yüksek lisans yaptım, “Anonim Şirketlerde Kötüniyetli Sermaye Artırımına Karşı Pay Oranı Düşen Ortakların Korunması” projesiyle mezun oldum. ICC Milletlerarası Tahkim Divanı Sekretaryasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika-MENA Case Management Team ve Special Counsel stajyeri olarak çalıştım. İngilizce ve Fransızca dillerinde yeminli tercümanım. Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı Mütevelli Heyet Danışmanıyım. Galatasaray Spor  Kulübü üyesiyim.

Türkiye’deki tahkim merkezlerinin işleyişini nasıl değerlendirirsiniz?

Tahkim merkezi deyince, tahkime uzak olanlar, bunu bir tür mahkeme zannedebiliyor. Mahkemelerde devletin atadığı hukuk fakültesi mezunu hâkimler var. Tarafların hâkim seçiminde herhangi bir şekilde söz sahibi olması söz konusu değil. Oysa, tahkimde hâkim yerine hakemler var. Hâkimleri tarafların seçmesi ya da seçim kriterlerini belirledikten sonra seçimi tahkim merkezlerine bırakması söz konusu. Tahkimde, mahkemeler nezdindeki bilirkişiler düzeyindeki alanında uzman kişilerin hakem seçilmesi mümkün. Yani hakem olmak için hukukçu olunmasına gerek yok. Devlet yargısında taraflar, usul kuralları bakımından usul hukuk kuralları ile bağlı. Oysa, tahkim yargısında, usul kuralları kurumsal tahkimde tahkim merkezinin usul kuralları uygulanıyor. Enerji Uyuşmazlıkları Tahkim Merkezi-EDAC Tahkim Kuralları da bu kurallara örnek. Taraflar, bu kurallara bakarak hangi tahkim merkezini isterse o tahkim merkezinin kurallarını tahkim anlaşmasında belirleyerek o kurum nezdinde tahkime başvurabiliyor. Örneğin, bu sözleşmedeki uyuşmazlığın çözümünde EDAC Tahkim Kuralları uygulanır diyebiliyor. Buna ek olarak, delillerin getirilmesi gibi birçok teknik ve detaylı usul kurallarında taraflar kendi kurallarını da yaratarak sürece adapte edebiliyor. Yani tamamen esnek, tarafların iradesi ile işleyen bir süreç tahkim. Sonucunda, mahkeme kararı gibi icra kabiliyeti olan bir süreç. Tahkim merkezleri de tahkim sürecini yöneten bağımsız ve tarafsız bir kurum. Bir tür direktör ya da mahkeme kalemi gibi diyebiliriz. Temelde, tahkim merkezlerinin iki temel unsuru var: bunlar tahkim merkezinin Divanı ve Sekretaryası. Divan bazen Mahkeme olarak da tercüme edilebiliyor. Tahkim sürecinde, bazı durumlarda bazı kararları verme yetkisi Divan’ın oluyor. Örneğin, ICC – Milletlerarası Tahkim Merkezi’nin scrutiny dediğimiz hakem kararlarının tahkim merkezi Divan’ın onayına sunulması söz konusu. Divan burada, hakem kararlarını adeta tasdik ederek tamamlıyor. Bunun dışında, bazı durumlarda hakemlerin seçimini tahkim merkezlerinin Divanı yapabiliyor. Benzer şekilde, şartları yerine geldiğinde hakemlerin reddi halinde karar veren de Divan oluyor. Öte yandan Sekretarya, hakem listesinin tutulmasından tahkim dosyasının yönetilmesine, taraflar ile hakem arasındaki irtibat kurmaktan tahkim sürecinin yakından takip edilmesine, etkinliklerin düzenlenmesinden tahkim merkezleri arasındaki karşılıklı iş birliğinin tesisine kadar birçok alanda çalışıyor. Enerji Uyuşmazlıkları Tahkim Merkezi – EDAC bünyesinde, güncel olarak Ulusal ve Uluslararası Tahkim Divanları bulunmakta. EDAC Sekretaryasının bölgelere ayrılmış birimlerinin başında Genel Sekreter Yardımcıları bulunmakta. Tahkim Merkezlerinin işleyişi bazı temel prensipler dışında pürüzler yani tecrübe arttıkça geliştirilebilen bir konu. Örneğin, ICC – Milletlerarası Tahkim Divanı’nda çalıştığım dönemde ICC’nin arşivleme sistemini görmüştüm. Epey emek verilmiş, verimli çalışan ve kabarık bir arşivdi. Böyle bir arşive ihtiyacınız olması bir tecrübenin sonucu, dosyanız arttıkça tahkim merkezi olarak da tecrübeniz artıyor. Biz de bu yolda ilerliyoruz. Bu yolda her fırsatta, enerji sektörünü sözleşmelerde EDAC Tahkim Kuralları’nı daha sık kullanmaya davet ediyoruz.

Ticari uyuşmazlıkları baz alırsak hangi sektörden daha fazla talep alınıyor?

Enerji Uyuşmazlıkları Tahkim Merkezi-EDAC dünyanın ilk ve tek enerji sektörü bazlı tahkim merkezi. EDAC Divan üyeleri, listeli hakemleri, danışmanları ve temsilcileri dünyanın farklı yerlerinden gelen enerji uzmanları kişilerden oluşuyor. Kısacası EDAC, kendi tahkim kuralları olan ve enerji konusunda uzmanlaşmış dünyadaki ilk ve tek tahkim merkezi. Tahkim birçok alana uygulanabilen bir uyuşmazlık çözüm sistemi. Tahkime elverişli olmayan alanlar dışında kalan konularda tahkime gidilmesi mümkün. Bu sebeple, her sektörden tahkime başvurulduğunu söylemek yanlış olmaz. Biz, Enerji Uyuşmazlıkları Tahkim Merkezi olarak enerji ve altyapı sektörlerine odaklanmış tahkim davaları ile ilgileniyoruz. Uzmanlık alanımız bu yönde. Bu bakımdan, yenilenebilir enerjiden fosil yakıtlara, yüklenici firmalardan iş sahiplerine bu sektörde enerji ve altyapı temelli konularda talep alabiliyoruz.

 Yurt dışından gelen bir tahkim kararının Türkiye’de uygulanması konusunda herhangi bir zorlukla karşılaşılıyor mu?

Yabancı tahkim kararlarının uygulanmasında temel sözleşme New York Konvansiyonu. Bu Konvansiyona taraf ülkelerde verilen hakem kararlarının diğer taraf ülkelerde uygulanması yani tenfiz kabiliyeti söz konusu. Türkiye’de bu Konvansiyon’a taraf ülke konumda. Tabi Konvansiyona göre, tenfiz engelleri de mevcut. Örneğin, hakem kararlarının verilmesinde kamu düzenine aykırılık ve hakemlerin yetki aşımı gibi durumlar tenfiz engelleri arasında sayılmış. Burada, tenfiz edilecek ülkenin kendi hukukuna da bakmak lazım. Kamu düzeni ve tahkime elverişlilik konuları bu bakımdan değerlendiriliyor. Türk Hukuk sistemi, tahkim dostu diyebileceğimiz bir sistem. Örneğin, hukuk kurallarımız tahkim yargılamasına müdahale etmeden yani esasa girmeden değerlendirmede bulunulmasını sağlıyor. Böylece hakemlerin kararına yerindelik denetimi yapılmıyor. Ancak basit bir tenfiz davasının dört yıla kadar sürebildiğini biliyoruz. Maalesef en büyük zorluk devlet yargısındaki dosya yükü ve sonucunda sistemin ağır işlemesi. Yani hızlı olduğu için başvurduğunuz tahkimden ivedi şekilde karar elde etmeniz mümkün, ama söz konusu tenfiz olduğunda bazen bu süreç kararın verildiği tahkimden bile uzun sürebiliyor. Ancak, burada, Türkiye’de icrası gereken bir tahkimin tahkim yerinin Türkiye olarak seçilmesi ve uyuşmazlığın EDAC Tahkim Kuralları çerçevesinde çözümlenmesi büyük bir avantaj sağlıyor.

ISTAW’ın hedef kitlesini nasıl tarif edersiniz?

ISTAW 2022 yani Istanbul Arbitration Week, Türkiye’nin ilk tahkim haftası olma özelliği ile Türkiye’de geçen yıl düzenlenen TAW yani Turkey Arbitration Week’in devamı niteliğinde. Ancak ISTAW 2022, organizasyonun büyüklüğü ve katılımcıların niceliği bakımından önceki etkinlikle kıyas kabul etmeyecek düzeyde. Dünyanın dört bir yanından katılımcılarımız geldi. Enerji uyuşmazlıkları başta olmak üzere, ticari tahkim, yatırım tahkimi ile inşaat tahkimi de dahil olmak üzere, panellerimizi alanlarında uzman olan ve tahkimin farklı alanlarında çalışan konuşmacılardan seçtik. ICSID ve UNCITRAL’den seçtiğimiz konuşmacılarımız bunlardan bazıları. Katılımcılarımız gibi konuşmacılarımızın da hepsi çok değerli, çok farklı hukuk sistemlerinden geliyorlar. Hedef kitlemiz, tahkim camiasından hakemler, avukatlar, kurumsal hukuk müşavirleri, akademisyenler, tahkim merkezleri, enerji ve altyapı şirketleri ile kariyerini tahkim yönüne çeviren her meslekten katılımcı idi. Sonuçta, hedef kitlemize ulaşabildik. Katılımcılarımız, Türk ve yabancı, başta avukat ve hakem olmak üzere farklı meslek gruplarından tahkimciler ve tahkime ilgi duyanlar oldu. Enerji ve altyapı şirket yöneticilerinden de katılımcılar oldu. ISTAW’a gösterilen yoğun ilgi bizi çok memnun etti.

 Türkiye’yi enerji tahkimi özelinde ne tür gelişmeler bekliyor?

Türkiye jeopolitik önemi gereği Rusya, Azerbaycan ve İran doğal gaz ve Irak petrol boru hatlarının üzerinde konumlanıyor. Bu da ülkemizi, enerji kavşağı haline getiriyor. Önemli enerji projelerimiz var. Bu projelere yeni projelerin de ekleneceğini görüyorum. Burada, dünyayı etkisi altına alan enerji krizine de değinmek gerekiyor. Jeopolitik olarak, Avrupa Birliği’nin enerji arterlerinin Türkiye üzerinden geçme durumu söz konusu. Bu, ülke olarak, enerji alt yapımızı faal tutmamız ve geliştirmemiz gerektiği anlamına geliyor. Enerji projeleri arttıkça enerji hukukundan doğan sözleşmeler de artıyor. Bu sebeple, uyuşmazlık ihtimalleri de artıyor. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde enerji tahkimi açısından hareketli bir dönem geçireceğimizi düşünüyorum.

Share.
Exit mobile version