Rüzgâra eğilen değil, eğilmeyen bir Baro.

Başlayan dalgada kulaç atan değil, burası bataklık diyebilecek bir Baro.

Ülkenin vicdanı olan bir baro, cesareti olan bir Baro.

Mensuplarının hukuka bağlılık yemini etmiş olmasından güç alan ve “HUKUK SİYASETİN EMRİNE GİRMEYECEK” diyen bir Baro.

Yapılan zulmün karşısına hukuk bayrağı ile fiilen dikilecek bir Baro.

Avukatların haklarını, yurttaşların haklarını, hukukun haklarını koruyacak bir Baro.

Cesur bir Baro, haksızlık, hukuksuzluk her nereden gelirse gelsin mücadele edecek bir Baro.

Kendisini koruyan değil adaleti koruyan bir Baro.

Yazılmış Avukatlık Kanunu’nda, sayılmış Baronun görevleri arasında, hukukun üstünlüğünü savunmak, insan haklarını korumak…

Gündem sert, o kadar sert ki sadece avukatların haklarının savunulması ile yetinilemeyecek kadar sert, o kadar sert ki avukat haklarının savunusu bile, ciddi bir hukuk savunusu olmadan mümkün değil.

Varsa bir Baro, görev vardır mutlaka. İnsan hakları kavramı evrensel beyannamelere girmeden önce de vardı, çünkü hukuk kabul etmeden önce hayat kabul etmişti…

Bazen Barolar hayatın daha çok içinde olmak zorundadırlar. Hukuku ve insan haklarını daha fazla savunmak durumundadırlar.

Bu, Baro’nun maneviyatıdır…

 

Av. Nedim Korhan Şengün

 

Share.
Exit mobile version