Roma; üç kıtaya birden hükmeden bir imparatorluk olarak; modern hukuka yön veren hukuk algoritmalarını oluşturarak tarihte iz bırakan ve sonraki çağlara ilham olan bir sistem inşa etmiştir. Hukuk gereksinimini ortaya çıkaran bakış ile yaptırımlara dayalı yasal düzenlemeler oluşturmuş ve sosyal düzeni sağlamıştır.
Çıkış süreci aslında bir sınıf çatışmasına dayanmaktadır. Halk sınıfı ve aristokrat sınıfı arasındaki mücadelenin sebep olduğu toplum kargaşası neticesinde 12 levha yasası düzenlenmiştir. Örf ve adetler yazılı kanun haline getirilmiş ve dönemin avukatları tarafından yorumlanmıştır. Akabinde bu girişim genişletilmiş hem yabancılara hem Romalılara uygulanan yeni hukuk kuralları oluşturulmuştur. Klasik Hukuk Dönemi’nde artık yüksek bir medeniyet seviyesine ulaşmış olan hukuk düzeni, dönemin hukukçularının ciddi çalışmaları sonucunda büyük bir imparatorluğu idame ettirecek şekilde genişletilmiştir. Bu dönemde hukuk adına birçok bilimsel çalışma yapılmış, en yetkin avukatlar yine bu dönemde eğitilmiştir. Uygarlığın avukatlara verdiği önem o kadar fazladır ki avukatlara imparator adına cevap verme ayrıcalığı dahi tanınmıştır.
Justinianus tarafından Roma Hukuku’nun canlandırılması ve yeniden düzenlenmesi ile “vatandaşlar hukuku” anlamına gelen Corpus İuris Civilis oluşturulmuş ve böylece günümüze kadar ulaşabilecek olan yasalar derlenmiştir. İlk defa özel hukuk ve kamu hukukunun ayrıştırıldığı bu düzenlemeler, günümüz modern hukuk sistemine adeta ilham olmuştur.
Hukuk, toplum ve insan odaklı bir adalet sistemi somutlaştırıcısıdır. Zaman değişse de toplumdaki sosyal eğilimler, çatışmalar, örgütlenmeler aslında hep benzer şekilde vuku bulmaktadır. İnsani refleks geçmişte de aynı dürtülerle hareket etmiş olup bugünümüz ve yarınımızda da benzer içgüdüler gösterecektir. Bu kapsamda geçmişi tanımak ve anlamak bugüne yön vermek açısından oldukça önemlidir. Roma Hukuku bu kapsamda hukuk kurallarını tarihte en iyi yorumlayan hukukçuları yetiştirmiştir. Avukatlara imparator adına cevap verme yetkisi dahi tanınarak aslında bir toplumu yönetecek kadar güvenilir ve saygın bir meslek inşa edilmiştir. Sosyal devlet anlayışının, medeniyetin, uygarlığın zaman geçtikçe artması, aynı gelişimin avukatlara verilen değerle de doğru orantılı olmasını gerektirmektedir. Roma Hukuku yalnızca bir temel ve esin değil; hukukun toplumdaki yeri için de ilham olması gereken bir değerdir.
Günümüzde gelişen hukuk normlarına rağmen; körelmekte ve değersizleştirilmekte olan hukuk sistemi ve hukukçu kavramı gözetildiğinde geçmişte hukuka ve hukuk düşünürlüğüne verilen değerin de bugünümüze ışık tutması ve hukukun, hukukçunun hak ettiği konumu kazanması temennimiz olacaktır.
Yönetici Kıdemli Av. Birgi Kuzumoğlu