Çorlu’da yaşanan ve 25 kişinin hayatını kaybettiği, 317 kişinin de yaralandığı tren faciasının üzerinden neredeyse altı yıl geçti. Ancak adalet arayışı hala sonuçlanmış değil. 19’uncu duruşması 29 Şubat’ta gerçekleşecek olan davada, yargı sürecinin uzaması ve adaletin tecelli etmesi için yapılan mücadeleler devam ediyor. Avukatlar, soruşturma ve adli sürecin başından itibaren skandallarla dolu olduğunu ve sorumluların büyük bir kısmının yargı önüne çıkarılmadığını belirtiyorlar.

Yakınlarını kaybeden ailelerin avukatlarından Onur Şahinkaya’nın ifadelerine göre, bu duruşmanın odak noktası, mahkemenin vereceği cezanın niteliği ve miktarı olacak. Şahinkaya, mahkemenin, sorumluların olası kasttan mı yoksa bilinçli veya basit taksirden mi cezalandırılacağını belirleyeceğini vurguluyor. Eğer mahkeme, sorumluların bu olayları öngörebilir olduğu kanaatine varırsa, bu emsal bir karar olacak ve insan hayatının korunması adına önemli bir adım atılmış olacak.

Çorlu tren faciası davasında, adaletin sağlanması ve insan hayatının değerinin ön plana çıkarılması bekleniyor. Ancak avukatlar, yargı sürecinin, sermaye ve bürokrasiyi koruyan bir hukuk politikası izlediğini iddia ediyorlar. Bu durum, adaletin sağlanması yolunda önemli bir engel teşkil ediyor. Anayasa Mahkemesi’nde açık olan başvurunun sonucunun, bu ayın 29’undaki yargılamaya yetişmeyeceği belirtiliyor, bu da sürecin daha da uzayabileceğine işaret ediyor.

Adalet arayışındaki aileler ve avukatlar, tüm delillerin paylaşılmasını, sorumluların adalet karşısına çıkarılmasını ve tren yollarının güvenli hale getirilmesini istiyor.

Share.
Exit mobile version