Close Menu
Hukuk ÇizgisiHukuk Çizgisi
  • Haberler
  • Analiz
  • Yargıdan
  • Barolardan
Son Eklenenler

AB’den Yenilenebilir Hidrojen Üretimine Yaklaşık 1 Milyar Euro Destek

22 Mayıs 2025

AB’nin Yeni Tek Pazar Hamlesi İş Dünyasında Temkinli Karşılandı

22 Mayıs 2025

Fransa’da Ötenazi Yasa Tasarısı Tartışmaları Yeniden Alevlendi: Parlamentoda Oylama Yapılacak

13 Mayıs 2025
Şengün Sigorta
X (Twitter) LinkedIn
Hukuk ÇizgisiHukuk Çizgisi
  • Haberler

    AB’den Yenilenebilir Hidrojen Üretimine Yaklaşık 1 Milyar Euro Destek

    22 Mayıs 2025

    AB’nin Yeni Tek Pazar Hamlesi İş Dünyasında Temkinli Karşılandı

    22 Mayıs 2025

    Fransa’da Ötenazi Yasa Tasarısı Tartışmaları Yeniden Alevlendi: Parlamentoda Oylama Yapılacak

    13 Mayıs 2025

    Nissan 11.000 Kişiyi Daha İşten Çıkaracak ve Yedi Fabrikayı Kapatacak

    13 Mayıs 2025

    Vergi Savaşlarında Karşılıklı Tarife İndirimi Kararı

    12 Mayıs 2025
  • Analiz

    Dijital Reklamlarda Beyanların Aldatıcılığı ve Reklam Verenin Hukuki Sorumluluğu

    14 Nisan 2025

    Yapay Zeka Kullanımında Fikri Mülkiyet Haklarına İlişkin Hukuki Değerlendirme

    1 Kasım 2024

    Arabuluculukta Yeni Bir Döneme Geçişi Sağlayan Singapur Sözleşmesinin Usulü Şartlarından “İmza” Hususunda Dijital Dönüşümün Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme

    22 Ekim 2024

    Türkiye’de Avukatlık Mesleği Yapan Kadınlar Üzerine bir Değerlendirme

    10 Eylül 2024

    Gümrük Transit Sistemlerindeki Usulsüzlüklere Uygulanan Yaptırımlar Arasındaki Farklılıklar ve Hukuki Boşluk Sorunu

    27 Ağustos 2024
  • Yargıdan

    Aracını Satmak İstedi, Dolandırıldı: Yargıtay’dan Emsal Karar Geldi

    13 Nisan 2025

    Hollanda Mahkemesi, İsrailli Futbol Taraftarlarına Yönelik Şiddet Olaylarında Beş Kişiyi Suçlu Buldu

    24 Aralık 2024

    Alec Baldwin Hakkındaki Davada Savcılar İtirazdan Vazgeçti

    24 Aralık 2024

    Anayasa Mahkemesi’nden KHK ile Görevine İade Edilenlere Tazminat Hakkı Kararı

    8 Ekim 2024

    Meksika’da Yargı Reformu Yasası: Başkan López Obrador’un Etkisiyle Tarihi Değişiklik

    16 Eylül 2024
  • Barolardan

    Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliği Değiştirildi

    15 Ekim 2024

    Sefa Yılmaz, İzmir Barosu Başkanlığı İçin Adaylığını Açıkladı

    24 Ağustos 2024

    Türkiye Barolar Birliği: Can Atalay’ın Tutukluluğu Yasama Organına Saldırıdır

    18 Ağustos 2024

    Palm Beach Emlak Davasında Şok Karar: Davacı Avukatı ve Müvekkil Kötü Niyetli Davranış Nedeniyle Suçlu Bulundu

    13 Ağustos 2024

    Miami Jürisi 4,3 Milyon Dolar Tazminata Hükmetti: Savunmadan Jüri Üyesiyle İlgili Temyiz Talebi

    9 Ağustos 2024
X (Twitter) LinkedIn
Hukuk ÇizgisiHukuk Çizgisi
Anasayfa » Fiili Ayrılık Nedeni ile Boşanmayı Düzenleyen Türk Medeni Kanunu’nda Değişiklik

Fiili Ayrılık Nedeni ile Boşanmayı Düzenleyen Türk Medeni Kanunu’nda Değişiklik

3 Mayıs 2024 Analiz 4 Mins ReadHukuk ÇizgisiBy Hukuk Çizgisi
Share
Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

19 Nisan 2024 tarihli resmi gazetede yayınlandığı üzere, Ankara 18. Aile Mahkemesi’nin itiraz başvurusu üzerine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesinin dördüncü fıkrası Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir. Bu karar Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 9 (dokuz) ay sonra yürürlüğe girecektir. Bu iptal kararına yönelik olarak Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmesi çerçevesinde konuyu kısaca değerlendirmemiz gerekir ise;

TMK m.166/4 : “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmünü ihtiva etmektedir. Bu kanun hükmünden de anlaşılabileceği üzere, iptal kararından önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılması sebebi ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilmekteydi.

İlgili hükmün kaldırılmasına yönelik olarak Ankara 18. Aile Mahkemesi itirazında ise özetle: “İtiraz konusu kurala göre boşanma kararı verilebilmesi için daha önce açılan boşanma davasının reddine dair kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerektiği, anılan sürenin adil olmadığı, bu nedenle kuralın devletin temel amaç ve görevleriyle çeliştiği, kural nedeniyle eşlerin uzun sürelerin sonunda boşanabildikleri, bu durumun herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğunu öngören anayasal hükümle bağdaşmadığı, kuralda öngörülen sürenin ilgililerin evlilik dışı ilişki yaşamalarına neden olduğu, bu suretle kuralla kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının yanı sıra devletin aileyi koruma yükümlülüğünün de ihlal edildiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 5., 12., 14., 17. Ve 41. Maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür” denilerek  yapılan itiraz Anayasa’ya Aykırılık Sorunu başlığı altında Anayasa’nın 13. ve 20. Maddeleri yönünden değerlendirilmiştir.

T.C Anayasası m.20 /1 : “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” diyerek özel hayat ve aile hayatının dokunulmazlığını düzenlerken madde 13 ise: “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzenine ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” biçimindeki düzenleme temel hak ve özgürlüklerin kişi bazında dokunulmazlığından bahsetmektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi de üç yıllık bekleme süresini Anayasanın 13. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı bulduğu için iptal etmiştir.

Bahsi geçen 3 yıllık süre uzun zamandır tartışma ve eleştiri konusu olmaktaydı. Eleştirilerin temelinde bu sürenin uzun olması yeni bir hayata başlamayı geciktirdiği için eşler açısından eziyet verici olacağı, usandırıcı olabileceği gibi, kısa olması da eşler için ayrılığa özendirici, adeta tek taraflı boşanmanın gerçekleştirilmesini sağlayıcı sonuçlar doğurabileceği hususları öne çıkmaktaydı. Doktrinde bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte, çoğunluk, sürenin uzun olduğu ve kısaltılması gerektiği, bir ya da iki yıla indirilmesinin uygun olacağı görüşleri ağır basmaktadır.

Bu bağlamda aslında Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı makul ve yerinde olsa da burada elde edilmek istenen sonucun uygulanabilir olması adına bu sürenin iptali değil, uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Eğer ilgili maddeye dair 9 ay içinde herhangi bir düzenleme yapılmazsa, boşanma davası, karşı tarafın kusuru ispatlanmadığı veya kendisinin tamamen kusurlu olduğu için reddedilen tarafın açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı herhangi bir davanın ret kararıyla sonuçlanması kaçınılmaz olacaktır. Zira temel boşanma sebebi olan Türk Medeni Kanunu m. 166/1 de doğrudan kusura dayanmasa dahi devamındaki diğer maddelerde kusura atıf yapılarak, boşanma davasının sonucunu etkileyen kusur durumları belirtilir. Bir boşanma davası açıldıktan sonra, taraflar tekrar bir araya gelmeye zorlanamayacağı için mahkeme davacı veya davalı tarafın kusurunu kanıtlamak veya kabul etmek zorundadır. Ancak, tarafların bir araya gelmemesi, otomatik olarak fiilen herhangi bir kusur oluşmamasına sebebiyet vereceğinden bu durum, tarafların ömürlerinin sonuna kadar boşanamama riskiyle karşı karşıya kalmalarına neden olabilir.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla birlikte, reddedilen davalarda üç yıllık fiili ayrılık süresinin ardından otomatik boşanma kararı verilmesi düzenlemesi, yasama organı tarafından dokuz aylık bir süre içinde uygun bir yasal düzenleme yapılmadığı takdirde, evlilikleri kağıt üzerinde devam etse bile bireyleri istemedikleri bir evliliği ömür boyu sürdürmeye zorlayabilir. Böyle bir durumun, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının beklentilerin aksine, bireylerin hak ve özgürlüklerini olumsuz yönde etkileyeceği kaçınılmazdır.

 

Kıdemli Av. Gizem Can Bilici

 

aile mahkemesi Anayasa boşanma Fiili Ayrılık Türk Medeni Kanunu
Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

BENZER HABERLER

Dijital Reklamlarda Beyanların Aldatıcılığı ve Reklam Verenin Hukuki Sorumluluğu

14 Nisan 2025

Yapay Zeka Kullanımında Fikri Mülkiyet Haklarına İlişkin Hukuki Değerlendirme

1 Kasım 2024

Arabuluculukta Yeni Bir Döneme Geçişi Sağlayan Singapur Sözleşmesinin Usulü Şartlarından “İmza” Hususunda Dijital Dönüşümün Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme

22 Ekim 2024
Şengün Sigorta
Sosyal Medya
  • Twitter
  • LinkedIn
Son Haberler

AB’den Yenilenebilir Hidrojen Üretimine Yaklaşık 1 Milyar Euro Destek

22 Mayıs 2025

AB’nin Yeni Tek Pazar Hamlesi İş Dünyasında Temkinli Karşılandı

22 Mayıs 2025

Fransa’da Ötenazi Yasa Tasarısı Tartışmaları Yeniden Alevlendi: Parlamentoda Oylama Yapılacak

13 Mayıs 2025

Nissan 11.000 Kişiyi Daha İşten Çıkaracak ve Yedi Fabrikayı Kapatacak

13 Mayıs 2025

E Bülten

Hukuk haberleri, etkinlikleri, duyuruları ve bültenlerinin size ulaşması için tıklayınız.

X (Twitter) LinkedIn RSS
  • Anasayfa
  • Künye
  • Kullanım Koşulları
  • Gizlilik Politikası
  • Çerez Politikası
  • İletişim
© 2025 Hukuk Çizgisi. | Web Tasarım : Paragon Tasarım

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.