Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM”) 13, 14 ve 16 yaşlarındayken tecavüze uğradıklarını ve Fransız yetkililerin kendilerini korumak için yeterince çaba sarf etmediğini belirten üç Fransız kadını haklı buldu.
Karar ile geçtiğimiz yıl Dominique Pelicot ve 50 diğer erkeğin Pelicot’un uyuşturulmuş karısı Gisèle’e defalarca tecavüz etmekten yargılanmasıyla yeniden gündeme oturan rızanın, cinsel suçlar yasasına dahil edilmesine ilişkin Fransa’daki ulusal tartışmada yer alması bekleniyor.
Fransa, rıza gösterme yaşının 15 olarak belirlenmesi, tecavüz ve cinsel suistimal cezalandırılmasını ağırlaştırmak için adımlar atmıştır. Fransız Ceza Kanununda tecavüz tanımı hala rıza aranması gerekliliğini içermemektedir.
AİHM tarafından incelenen her üç davada da başvuranlar, yaşlarının ve o anki savunmasızlıklarının yetkililer tarafından dikkate alınması gerektiğini savunmuşlardır. AİHM Fransız mahkemelerinin tecavüze uğradıkları iddiasıyla başvuran kadınların korunmasına yönelik çaba göstermediğini, iki davada da cezai kovuşturmaların yeterince hızlı ve dikkatli yürütülmediğini belirtti.
AİHM kararında, “Mahkeme, yerel mahkemelerin olayları çevreleyen tüm koşulların etkisini gerektiği gibi değerlendirmediğini ve başvuranların anlama ve rıza gösterme yeteneğine sahip olup olmadıklarını değerlendirirken, özellikle yaşları göz önünde bulundurulduğunda, kendilerini içinde buldukları özellikle savunmasız durumları yeterince dikkate almadıklarını düşünmektedir” şeklinde yer aldı.
Kız çocuklarından biri kendini psikolojik olarak kırılgan ve akran zorbalıklarındaki kurban olarak tanımlamıştır. Her çocuk ayrı ayrı cinsel tacize uğradığını belirttiği davada, Fransız makamlarınca konu, suç işlemek amacıyla hareket edilip suçun tamamlanması için fiziksel kuvvetin kesilmesi dolayısıyla suçun tamamlanmaması olarak yorumlamıştır. Bunun üzerine AİHM Fransız makamlarının “toplumsal cinsiyet kalıplarını yayan ve mağdurların adalet sistemine olan güvenini zedeleyebilecek ahlaki ve suçluluk telkin eden ifadelerin kullanılmasına izin vererek başvuranın onurunu korumakta başarısız olduğuna” karar vermiştir.