NASA’nın yıllar önce yürüttüğü ANITA deneyinde tespit edilen alışılmadık radyo sinyalleri, bilim insanlarının hâlâ yanıtlayamadığı sorular arasında. 2016–2018 döneminde Antarktika üzerinde uçurulan balonlara yerleştirilen antenler, kozmik ışınların bıraktığı izleri takip etmek için görevlendirilmişti. Ancak sensörler, beklenenin aksine, sanki buz katmanlarının altından yukarı doğru yönlenen sinyaller yakaladı. Bu ilginç veriler, projenin üzerinden zaman geçmiş olmasına rağmen merak uyandırmayı sürdürüyor ve araştırmacıları tekrar analiz yapmaya teşvik ediyor.
ANITA’nın kaydettiği anomalileri yeniden değerlendirmek isteyen uluslararası ekip, bu kez dünyanın en kapsamlı kozmik ışın tesisi olan Pierre Auger Gözlemevi’nin 14 yıllık verisini mercek altına aldı. Amaç, ANITA’nın yakaladığına benzer başka bir işaret bulmaktı. Yapılan ayrıntılı tarama sonucunda yalnızca bir adet benzer sinyal ortaya çıkması, olası açıklamaları güçleştirdi.
Ekip milyonlarca simülasyon çalıştırarak sinyallerin hangi fiziksel süreçlerden kaynaklanmış olabileceğini araştırdı. Yukarı doğru ilerleyen parçacık saçılması en akla yatkın ihtimal olarak görünse de mevcut veriler bu modeli desteklemek için oldukça sınırlı. Çalışmanın detayları, Physical Review Letters dergisinde yayımlandı.
Kozmik ışınlar genellikle atmosferi yukarıdan aşağıya doğru kat eder ve yüzeye kurulan dedektörlerle kolayca saptanabilir. Oysa ANITA’nın belirlediği şekilde ters yönde hareket eden bir parçacık akımı, yer sensörlerini tetiklemez. Bu nedenle araştırmacılar yalnızca teleskop kayıtlarını kullanarak değerlendirme yapabildi. Simülasyon sonuçları, bilinen fizik modellerinin ANITA’nın topladığı verileri tam olarak açıklayamadığını gösteriyor. Bu durum, sinyallerin kaynağına dair gizemi koruyor.
Bilim insanları ANITA’nın ortaya çıkardığı sorulara yanıt bulmak için yeni teknolojilere yönelmiş durumda. BGR’nin aktardığına göre, ANITA’nın metodunu geliştiren yeni bir balon misyonu ile daha hassas kozmik parçacık dedektörleri üzerinde çalışmalar devam ediyor. Uzmanlar, bu yeni araçların beklenmedik sinyallerin ardındaki fiziksel süreci nihayet açığa çıkarabileceğini düşünüyor.


