20.07.2022 tarihli ve 31898 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan gelişmeler…
- Sağlık Bakanlığı tarafından çıkartılan “Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kapsamında; 30.09.2014 tarihli ve 29135 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmeliğe aşağıda belirtilen geçici madde eklenmiştir.
“Kazanılmış hakların korunması GEÇİCİ MADDE 2- (1) 14.04.2018 tarihli ve 30391 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikten önce sertifikalı eğitimlerle ilgili kazanılmış haklar saklıdır.’’
Bu Yönetmelik 20.07.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Bahçeşehir Üniversitesi tarafından çıkartılan “Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin amacına dair yapılan değişiklikler aşağıda belirtildiği gibidir.
19.12.2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliğinin 5. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 5- (1) Merkezin amacı şunlardır:
a) Küreselleşmenin getirdiği/getireceği sorunların saptanması ve Türkiye temelinde çözüm bulunması ya da olumsuzlukların giderilmesine yönelik araştırmalar yapmak, bu araştırmaları karar alıcılara ulaştırmak.
b) Global tehdit kaynakları ve algılamaları ile ilgili araştırmalar yapmak, yeni tehditlerin Türkiye’ye etki ve etkileşimlerini analiz etmek ve bunları etkisizleştirme senaryoları üretmek.
c) Küresel temeldeki iklim değişikliklerinin dayatacağı yeni jeostratejik algılamaları; Türkiye, yakın ve uzak çevre açısından geleceğe dönük analiz ederek senaryolar üretmek ve bu senaryoları tartışma ortamına taşımak
ç) Sürdürülebilir refah adına optimal kullanım yöntemleri, nanoteknoloji ve yeni yöntemlere yönelik teorik ve alan araştırmaları/çalışmaları yapmak, senaryolar üretmek, üretilecek senaryolardan tartışma yolu ile analizlere ulaşmak, sonuç raporları hazırlamak, bu raporların kamuoyu ve karar alıcılarla paylaşılmasını sağlamak.
d) Yatırımcı ve girişimcilerle bağlı bulundukları örgütlere yönelik alan çalışmalarına dayalı hedef ve risk analizleri hazırlamak.
e) Gelişen teknolojiye dayalı değişim süreçlerini analiz etmek, uyarı raporları ve analiz üreterek bunları ulusal ve uluslararası kuruluşların yararına sunmak.
f) Yerli ve yabancı stratejik araştırma enstitüleri ve çalışma grupları ile iş birliği ve ortak çalışmalarda bulunmak, eğitim programları hazırlamak, süreli, hakemli ve özel yayınlar/dosyalar hazırlamak.
g) Üniversitenin imkânları doğrultusunda, Üniversite Lisansüstü Eğitim Enstitüsü iş birliği ile kamu kurumları, özel kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ve vakıflar gibi paydaşlarla ulusal ve uluslararası iş birlikleri geliştirmek, ortak projeler gerçekleştirmek.
ğ) Merkezin gerçekleştireceği ve gerçekleştirdiği tüm etkinliklerin iletişimini yönetmek, dijital platformlarda etkinliğini sağlamak.
h) Konferans, sempozyum, çalıştay, seminer ve benzeri çalışmalar düzenlemek.
ı) Araştırma, inceleme ve eğitim çalışmalarında yerli ve yabancı uzmanlardan yararlanmak.
i) Üniversite Lisansüstü Eğitim Enstitüsü bünyesinde ulusal ve uluslararası düzeyde strateji, yöneticilik ve liderlik becerileri üzerine eğitimler gerçekleştirmek.”
Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Üniversite Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ile birlikte ulusal ve uluslararası düzeyde konferans, seminer, sempozyum, kolokyum ve eğitim programları düzenlemek.”
Bu Yönetmelik 20.07.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- İstanbul Üniversitesi tarafından çıkartılan “İstanbul Üniversitesi Önlisans ve Lisans Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kapsamında; yapılan değişiklikler aşağıda belirtildiği gibidir.
21.09.2010 tarihli ve 27706 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İstanbul Üniversitesi Önlisans ve Lisans Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinin 2. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi öğrencileri için 23.10.2018 tarihli ve 30574 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Eğitim Öğretim ve Sınav Yönetmeliği hükümleri uygulanır.”
Aynı Yönetmeliğin 23. maddesinin 1., 3. ve 4. fıkralarında yer alan “Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi öğrencileri hariç” ibareleri yürürlükten kaldırılmış, 6. fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, 7. fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“(6) Yarıyıl esası uygulamasında en az iki yarıyıl, yıl esası uygulamasında ise en az iki yıl sonunda AGNO’su 3,50 ve üstünde olan öğrenciler geçtikleri sınıfın derslerinin yanında ön şartlı veya bağlantılı şartlı olmayan bir üst sınıf ders/derslerini de alabilir. Bunun için öğrencinin gelmiş olduğu sınıfa kadar olan bütün dersleri ile varsa üstten aldığı dersleri de almış ve başarmış olması gerekir. Üstten alınan dersler ile beraber alınan toplam kredi miktarı 16. maddenin 6. fıkrası uyarınca belirlenmiş olan kredi miktarından fazla olamaz. Bu kapsamda üst sınıftan hangi derslerin alınabileceği ilgili birim yönetim kurulu kararı ile belirlenir.”
Aynı Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkranın (ç) bendinin son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
“1) Bitirme sınavı: Yarıyıl/yıl sonunda yapılan sınavdır. Mimarlık Fakültesinde proje yapılan derslerde proje teslimi ve değerlendirmesi bitirme sınavı yerine geçer.
2) Bütünleme sınavı: Koşulları yerine getirmesine rağmen bitirme sınavına giremeyen veya girdiği halde başarısız (FF) ya da koşullu başarılı (DD) ve (DC) harf notu alan öğrenciler için bitirme sınavından sonra yapılan sınavdır. Mimarlık Fakültesinde proje teslimi ve değerlendirilmesi yapılan uygulama ağırlıklı derslerde bütünleme sınavı yapılmaz.”
Bu Yönetmelik 20.07.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çıkartılan 01.07.2022 Karar Tarihli ve 113 Karar Sayılı “Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonunun, Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı” kapsamında; Kesin Korunacak Hassas Alanlar, Nitelikli Doğal Koruma Alanı, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı başlıkları altında çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.
Kesin Korunacak Hassas Alanlar başlığı altında; biyolojik, jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri açısından ekosistem hizmetlerine katkı sağlayıp, ulusal ve uluslararası öneme sahip, insan faaliyetleri sonucunda bozulma ihtimali yüksek olan ve korunması ve gelecek nesillere aktarılması gereken kara, su ve deniz alanları ile ilgili düzenlemeler yer almaktadır. Bu alanlarda kesin yapı yasağı olmakla birlikte istisnai haller için belirli faaliyetlere Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonları tarafından kapsam ve süresi belirlenmek koşulu ile izin verilebilir.
Nitelikli Doğal Koruma Alanı başlığı altında; doğal süreçlerin hakim olduğu, insan faaliyetleri tarafından önemli ölçüde etkilenmemiş, doğal hayata dayalı kara, su ve deniz alanlarına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu alanlarda madencilik faaliyeti yapılamaz, bu alanlardan taş, toprak, kum alınamaz ve bu alanlara çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemeler dökülemez. Bu alanlarda kesin yapı yasağı olmakla birlikte istisnai haller için belirli faaliyetlere Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonları tarafından kapsam ve süresi belirlenmek koşulu ile izin verilebilir.
Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı başlığı altında; ise doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına ve gelecek nesillere aktarılmasına elverişli olan, doğal kaynakların sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanımına uygun olan yerler hakkındaki düzenlemeler yer almaktadır. Bu alanlarda ise küçük sanayi alanları dışında sanayi tesislerine izin verilmez. Fakat halihazırda bulunan ruhsatlı sanayi tesisleri ise gerekli çevresel tedbirleri almak şartı ile kullanılabilir. Bu alanlarda kesin yapı yasağı olmakla birlikte istisnai haller için belirli faaliyetlere Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonları tarafından kapsam ve süresi belirlenmek koşulu ile izin verilebilir.
16.10.2019 tarihli ve 109 sayılı Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı yürürlükten kaldırılmıştır.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çıkartılan 01.07.2022 Karar Tarihli ve 114 Karar Sayılı “Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonunun, 98 Sayılı Doğal Sit Alanlarında Rüzgâr Enerjisi Santralleri (RES) İlke Kararında Değişiklik Yapılmasına Dair İlke Kararı” kapsamında yapılan değişiklikler aşağıda belirtildiği gibidir:
Madde 1 – 25.01.2017 tarihli ve 29959 Resmi Gazetede yayımlanan 05.01.2017 tarihli ve 98 sayılı Doğal Sit Alanlarında Rüzgâr Enerjisi Santralleri (RES) İlke Kararının B bölümünde yer alan “Nitelikli Doğal Koruma Alanları ile” ibaresinin çıkarılmasına ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kullanım Alanlarında” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin EK-2 listesinde yer alan üretim kapasitesi ile sınırlı kalmak kaydıyla “Nitelikli Doğal Koruma Alanlarında” ibaresinin eklenmesine,
Madde 2 – B bölümü 2-a maddesinde yer alan “metre” ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da üniversitelerin ilgili bölümlerince hazırlanacak bilimsel rapor doğrultusunda Bölge Komisyonunca belirlenecek” ibaresinin eklenmesine,
Madde 2 – B bölümü 2-b maddesinde “uzaklıkta” ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da üniversitelerin ilgili bölümlerince hazırlanacak bilimsel rapor doğrultusunda Bölge Komisyonunca belirlenecek mesafede olması” ibaresinin eklenmesine oy birliği ile karar verildi.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çıkartılan 01.07.2022 Karar Tarihli ve 115 Karar Sayılı “Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonunun, 100 Sayılı Doğal Sit Alanlarında Güneş Enerjisi Santralleri (GES) İlke Kararında Değişiklik Yapılmasına Dair İlke Kararı” kapsamında yapılan değişiklikler aşağıdaki gibidir:
Madde 1 – 25.01.2017 tarihli ve 29959 Resmi Gazetede yayımlanan 05.01.2017 tarihli ve 100 Sayılı Doğal Sit Alanlarında Güneş Enerjisi Santralleri (GES) İlke Kararının B bölümünde yer alan “Nitelikli Doğal Koruma Alanları ile” ibaresinin çıkarılmasına ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kullanım Alanlarında” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin EK-2 listesinde yer alan üretim kapasitesi ile sınırlı kalmak kaydıyla “Nitelikli Doğal Koruma Alanlarında” ibaresinin eklenmesine,
Madde 2 – B bölümünde yer alan “en az 300 metre” ibaresinden sonra gelmek üzere ““ya da üniversitelerin ilgili bölümlerince hazırlanacak bilimsel rapor doğrultusunda Bölge Komisyonunca belirlenecek” ibaresinin eklenmesine oy birliği ile karar verildi.
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çıkartılan 01.07.2022 Karar Tarihli ve 117 Karar Sayılı “Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonunun, Tabiat Varlığı Olarak Belirlenecek Anıt Ağaçların Tespitine İlişkin İlke Kararı” kapsamında Anıt Ağaçların Sınıflandırılması, Anıt Ağaçların Tespit Edilmesine Dair Hususlar, Anıt Ağaçların Seçimi, Anıt Ağaçların Koruma Alanlarının Belirlenmesi Ve Anıt Ağaçlar ve Tescilli Ağaç Toplulukları İçin Tanıtım Levhaları başlıkları altında çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.
Anıt Ağaçların Sınıflandırılması başlığı altında; Kültürel Anıt Ağaçlar, Boyutsal Anıt Ağaçlar ve Görsel Anıt Ağaçlar olmak üzere üçlü bir ayrıma tabii tutulmuştur. Kültürel anıt ağaçlar ise kendi aralarında Tarihi Anıt Ağaçlar, Mistik Anıt Ağaçlar ve Folklorik Anıt Ağaçlar olarak sınıflandırılmıştır.
Anıt Ağaçların Tespit Edilmesine Dair Hususlar başlığı altında; boyutsal anıt ağaçların tespit edilmesi aşamasında türlerin yaş, gövde çapı, boy, tepe çapı, bulunduğu yer ve pozitif özelliklere bağlı değerlendirmelerin yapılması ön görülmüştür. Bir ağacın kültürel anıt ağaç olarak tanımlanabilmesi için tarihi, mistik veya folklorik özelliklerden en az birine sahip olmasının gerekli olduğu belirtilmiştir. Bir ağacın görsel anıt ağaç olarak belirlenebilmesi için ise ağacın tanımda belirtilen yapısal özelliklerden en az birine sahip olması gerektiğinin belirtilmesine karar verilmiştir.
Anıt ağaçların seçimi hususunda; kültürel anıt ağaçların doğrudan anıt ağaç olarak seçilmesine, kültürel anıt olmayan ağaçların ise boyutsal anıt ağaç olarak seçilebilmeleri için Şimdiki Anıtsal Değer puanı hesaplanarak Asgari Anıtsal Değer ile mukayesesinin yapılmasına karar verilmiştir.
Anıt Ağaçların Koruma Alanlarının Belirlenmesi başlığı altında ise ağacın koordinasyonları doğrultusunda m2 cinsinden büyüklüğü hesaplanarak gösterilmesine karar verilmiştir.
Anıt Ağaçlar ve Tescilli Ağaç Toplulukları İçin Tanıtım Levhaları başlığı altında ise; Anıt ağaçlar ve daha önceden tescil edilmiş olan ağaç toplulukları için Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından tasarlanacak tabelaların standart olarak kullanılmasına ve 666 Sayılı Korunması Gerekli Tabiat Varlıklarından Anıt Ağaçların Tanımı ve Korunması İlke Kararının yürürlükten kaldırılmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
- Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından verilen “Anayasa Mahkemesinin 01.06.2022 Tarihli ve E: 2022/19, K: 2022/74 Sayılı Kararı”, itiraz yoluna başvuran Ankara 11. İdare Mahkemesi’nin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye 666 sayılı KHK’nın 1. maddesiyle eklenen ek 10. maddenin 2. fıkrasında yer alan “…avukatlık vekalet ücreti…” ibaresinin iptal istemine ilişkindir. Ankara 11. İdare Mahkemesi tarafından başvuru kararında itiraz konusu kuralın mali haklara ilişkin düzenleme öngörmesi nedeni ile yetki kanunu kapsamında olmadığı belirtilerek Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; KHK’ların konu, amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden hem dayandıkları yetki kanununa hem de Anayasa’ya uygunluk denetimleri yapıldığı üzere, iptali talep edilen KHK’nın da yetki kanunu kapsamında çıkarılan bir KHK olması dahilinde, 6223 sayılı Yetki Kanunu’nda kamu görevlilerinin “atama, nakil, görevlendirme, seçilme, terfi, emekliye sevk esasları”ndan söz edilmiş olsa da mali haklara ilişkin bir ibareye yer verilmediği üzere söz konusu kuralın Anayasa mülga 91. maddesi uyarınca verilen KHK çıkarma yetkisinin amaç ve kapsamı içinde değerlendirilemeyeceği kararına varılmıştır. Sayılan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye 666 sayılı KHK’nın 1. maddesiyle eklenen ek 10. maddenin 2. fıkrasında yer alan “…avukatlık vekalet ücreti…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün KARARIN RESMİ GAZETEDE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE 01.06.2022 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar vermiştir.
- Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından verilen “Anayasa Mahkemesinin 30.03.2022 Tarihli ve 2019/21111 Başvuru Numaralı Kararı” başvurucu Seyfettin ŞİMŞEK’in mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvurucu hakkında başlatılan icra takibi neticesinde başvurucunun İstanbul ili Silivri ilçesinde bulunan evi haczedilmiştir. Akabinde taşınmazın usulsüz olarak düzenlenen kıymet takdir raporuna dayalı olarak düşük bedelle satışı gerçekleşmiştir. Başvurucu Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinde taşınmazın değerinin tespiti talebinde bulunmuş ve taşınmazın değeri yapılan kıymet takdirinin iki katı oranında belirlenmiştir. Başvurucu oluşan zararın tazmini için Adalet Bakanlığı aleyhine açılan davada yetersiz tazminata hükmedilmesi nedeni ile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı inceleme sonucunda; İcra Dairesi bünyesinde hazırlanan raporun gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği, ihalenin hukuka aykırı olduğu tespit edilerek iptal edilmesi, taşınmazın satışı sebebi ile mülkiyet hakkına bir müdahale olduğuna kanaat getirilmiştir. Sayılan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi aşağıdaki hükmü vermiştir:
Mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
Toplam 4.864 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE 30.03.2022 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
- Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından verilen “Anayasa Mahkemesinin 11.05.2022 Tarihli ve 2019/13361 Başvuru Numaralı Kararı” başvurucu Fırat Can KARA’nın hakkında idari para cezasına karar verilmesinin suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Başvurucu ve arkadaşları 05.02.2019 tarihinde Ankara’da bir otobüs durağına gelerek ekonomik kriz ile ilgili düşüncelerini açıklamak için Halkevleri Derneğine ait bildiriyi vatandaşlara dağıtmaya başlamıştır. Bu esnada bir vatandaş polis ekiplerine otobüs durağında bildiri okunduğunu beyan etmiştir. Kolluk kuvvetleri olay yerine giderek başvurucu haricindeki dört kişiye çevreyi rahatsız ettikleri gerekçesiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 37. maddesi uyarınca 153 TL idari para cezası uygulamıştır. Başvurucu kolluk kuvvetleri gelmeden olay yerinden ayrıldığı üzere polis merkezine davet edilmiş ve onun hakkında da çevreyi rahatsız ettiği gerekçesiyle 153 TL idari para cezası uygulanmıştır. Başvurucu söz konusu eylemin Kabahatler Kanunu kapsamında cezalandırma konusu yapılamayacağını ve gerçekleştirdiği eylemin herhangi bir suç teşkil etmediğini ileri sürerek hakkındaki idari para cezasına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği, başvurucunun itirazını reddetmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 37. maddesinde yer alan “mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız etmek” eyleminin bildiri dağıtma eylemini kapsamadığını, bu eylemlerin birlikte değerlendirilmesinin maddenin özüyle çelişen ve öngörülemez bir yorum olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle başvurucunun 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda kabahat olarak öngörülmemiş olan fiili nedeniyle kamu makamlarınca yoruma dayalı olarak idari para cezası ile cezalandırılmasının Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu gerekçelerle aşağıda belirtilen hüküm verilmiştir:
Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,
Suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
Kararın bir örneğinin suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğine GÖNDERİLMESİNE,
4.500 TL vekalet ücretinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
Başvurucunun tazminata ilişkin talebinin REDDİNE, 11.05.2022 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
- Sayıştay Başkanlığı tarafından verilen “Sayıştay Başkanlığının 18.07.2022 Tarihli ve 16 Sayılı Kararı” Kemal TAŞTEKİN, Hasan ALTINDAL, Ali AYYILDIZ, Muhammet Recai BEŞÇOCUKLU ve Fatih ÖNDER’in Yeniden İnceleme Talebine ilişkindir. 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) Geçici 35. maddesi Uyarınca Oluşturulan Komisyonun 30.06.2022 tarihinde verdiği 15 sayılı Kararı ile Uzman Denetçiler Kemal TAŞTEKİN ve Hasan ALTINDAL; Başdenetçiler Ali AYYILDIZ ve Muhammet Recai BEŞÇOCUKLU ile Denetçi Yardımcısı Fatih ÖNDER’in FETÖ/PYD silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatlarının olduğuna dair yapılan tespit sonucunda ilgililer hakkında meslekten çıkarılma kararı verilmiştir. Bu Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren on gün içerisinde yeniden inceleme talebinde bulunma hakları mevcut olan ilgililer, süresi içerisinde dilekçeleri ile Komisyona başvurmuşlardır. Komisyonun değerlendirmesi sonucunda; ilgililer hakkındaki 30.06.2022 tarihli ve 15 sayılı meslekten çıkarma kararına esas bilgi ve belgelerin yeterli olduğu dolayısıyla kararın değiştirilmesine yer olmadığına ve ilgililerin yeniden inceleme taleplerinin esastan reddine OY BİRLİĞİ ile KESİN karar verilmiştir.
- Sayıştay Başkanlığı tarafından verilen “Sayıştay Başkanlığının 18.07.2022 Tarihli ve 17 Sayılı Kararı” Uzman Denetçiler Mehmet KUL, Muzaffer SAĞLIK, Yeliz DENİZ, Abdullah ALTINTAŞ, Hüseyin DOĞAN, Çağrı Halil DURMUŞ, Yücel SAĞIR ve Nazım KENÇ; Başdenetçiler Serdar ATASOY, Cemil TOĞROL, Yusuf ALEMDAR, Salih DEDE, Mevlüt TEKELİ, Nurdan ŞAHİN, Sinan ÇİMEN, Kaşif DEMİREL, Murat TURAN, Suat YILMAZ, İbrahim ÖZDEMİR hakkında verilen meslekten çıkarılma kararına ilişkindir. 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) Geçici 35. maddesi Uyarınca; FETÖ/PYD silahlı terör örgütü başta olmak üzere diğer terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı ya da irtibatı olduğu değerlendirilen kişilerin kamu kurum ve kuruluşlarından çıkarılması gerekmektedir. Bu kapsamda, Sayıştay Başkanlığının 02.12.2021 tarih ve E. 21068763 sayılı Oluru ile yukarıda sayılan Sayıştay meslek mensupları hakkındaki FETÖ/PYD silahlı terör örgütüne üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı ya da irtibatı olduğuna dair iddiaların incelenmesini teminen, başlatılan soruşturmaya istinaden; ilgililere yukarıda isnat edilen suçlara ilişkin olarak yazılı savunma yapmaları için gerekli süre verilmiştir. Bu çerçevede; ilgililerin özlük dosyaları, inceleme kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler, haklarındaki beyanlar, telefonların HTS kayıtları ve IMEI bilgileri, tanık ifadeleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan alınan ARMS Kart Döküm Bilgileri, ilgililerin Bylock kullanımına ilişkin tespit ve araştırma raporları, banka ve kredi kartı hesap hareketleri ile arkadaş ve sosyal çevre bilgilerinin, ilgililerin yazılı savunması ile birlikte değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda; ilgililerin FETÖ/PYD silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatlarının bulunduğu sabit görülerek haklarında meslekten çıkarılma kararı verilmiştir. İlgililer bu Karara karşı, Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren yedi gün içinde yeniden inceleme talebinde bulunabileceklerdir.