Anayasa Mahkemesi, Bölge Adliye Mahkemesi Savcısı’nın Ceza Daireleri’nin vermiş olduğu kesin nitelikte olan kararları için “Sanığın aleyhine” itiraz edilebilmesi hükmünü aynı fiil nedeniyle iki kez yargılanmama ilkesinin istisnalarından olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verdi.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/A maddesinin kanun önünde eşitlik ve adil yargılanma hakkı ilkeleriyle bağdaşmadığını ve Anayasa’nın 2, 10, 13 ve 36. maddelerine aykırı olduğunu tespit ederek iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/A maddesi Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı’nın itiraz yetkisini düzenliyor. Madde hükmü, “(1) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, resen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz…” şeklinde olup BAM’ın kesin nitelikte olan kararlarında BAM Savcısı’nın sanığın aleyhine itirazı için süre 30 gün olarak belirleniyor, sanığın lehine olan itirazlar ise süre sınırlamasına tabi tutulmuyor.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, CMK’nın 308/A hükmüyle düzenlenen BAM Savcısı’nın kesin nitelikli kararlara karşı “aleyhe itirazda” bulunabilmesinin, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkesiyle bağdaşmadığını öne sürdü.
Bunun yanı sıra, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi tarafından, kişilerin haklarında yürütülen ve kesinleşen bir ceza yargılaması sürecinin ardından tekrar yargılanmamalarını veya cezalandırılmamalarını güvence altına alan aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesi ile adil yargılanma hakkı çerçevesinde olan cezai süreçlere ilişkin hukuki güvenliğin sağlanması amaçlandı.
Anayasa Mahkemesi, aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesine aykırılık sonucuna varılabilmesi için olması gereken koşulları inceledi. Buna göre Anayasa Mahkemesi;
- “Ceza” ile ilgili bir yargılama sürecinin olması,
- Bu sürecin kesin/kesinleşmiş mahkûmiyet veya beraat hükmüyle sonuçlanmış olması,
- Tekrar “Ceza” ile ilgili bir yargılama sürecinin işletilmesi,
- Farklı yargılama süreçlerinin aynı fiile ilişkin olması koşullarını irdeledi.
Anayasa Mahkemesi bu koşulların gerçekleşmesine rağmen bazı özel durumların varlığı halinde de aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesine aykırılık oluşmamasının mümkün olabileceğini ele aldı ve bu istisnaların;
- Süreçlerin bağlantılı olması,
- Yeni delil elde edilmesi,
- Dava sonucunu etkileyebilecek esaslı bir kusurun tespit edilmesi olduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi yaptığı incelemede somut olayın yukarıdaki 4 maddeyi de sağladığını ve somut olayın istisna koşullarının arasında yer almadığını tespit ederek CMK’nın 308/A hükmünün Anayasa’nın 36. maddesini ihlal ettiği sonucuna vardı. Anayasa’nın 36. maddesini ihlal eden madde hükmü için Anayasa’nın 2, 10 ve 13. maddelerinin irdelenmesine gerek olmadığı, salt 36. maddesini ihlal etmesinin dahi yeterli olduğu kanaatine varıldı.
Anayasa Mahkemesi’nin 26/1/2022 Tarihli ve E: 2021/48, K: 2022/7 sayılı kararı adil yargılanma ilkesinin layıkıyla uygulanması ve bu ilkenin amacına hizmet etmesi açısından oldukça önemli olan bu karar, 14.04.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı ve yayımlandığı günden başlayarak 9 ay sonra yürürlüğe giriyor.